Yeni bin yıl, küresel ısınma gibi çevre felaketlerinin eşiğine gelindiği ve sürekli artan yoksulluğun sosyal sistemleri tehdit ettiği bir dönemdir. Her yerinden kırmızı sinyaller veren yaşlı dünyamız, hızla artan nüfusu ile altı milyar insanın doymak bilmez ihtirasını taşıyamaz olmuştur. Aynı şekilde, bir yanda bir avuç milyarder ile, aç, hastalıklı, işsiz ve geleceğinden umudu olmayan 3 milyara yakın insan aynı gezegende ve yan yana yaşamaktadır. Bir yerlerde intihar bombacıları patlarken, işgal, savaş, cinayet gibi şiddet içeren eylemler günlük yaşamın parçası haline gelmiştir. Küreselleşme fırtınası iktisadi refahı yerkürenin kuzeyine yığarken, yoksul güneye açlık, hastalık ve gözyaşı bırakmaktadır. Kısaca, ister modern olsun, ister post-modern olsun, mevcut durum, sürdürülemez bir hale gelmiştir.Diğer taraftan, son yıllarda sürdürülebilir kalkınma nedir? Böyle bir kavrama veya böyle bir uygulamaya neden gerek duyulmuştur? Kalkınmanın sürdürülemez olanı var mıdır? Neden bu kadar insan bu kavramı kullanmaktadır? gibi sorular da gittikçe çoğalmaktadır. Çünkü, çevre vergisinden küresel ısınmaya kadar bu kavram çerçevesinde ortaya çıkan olaylar insanların günlük yaşamları kadar geleceklerini de etkilemektedir. Bu nedenle, birinci bölümde, büyümenin sınırları tartışmalarından sürdürülebilir kalkınma kavramına varan gelişmeler kısaca özetlenerek, bu anlayışının ortaya çıkışına neden olan olaylar irdelenecektir. Öncelikle, doğaya verilen zararların farkına varılmasına değinilecek, daha sonra artan nüfusun toplumlarda neden olduğu kaygılara yer verilecektir. Bu çerçevede, uluslararası düzeyde çevre sorunlarına ilişkin çözüm çabaları anlatılarak, küreselleşme süreci içinde çevre, büyüme ve ticaret konuları kısaca tartışılacaktır. İkinci bölümde, sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde ideolojilerin, çevre, ekonomi ve toplumsal sorunlarla ilgili olarak ortaya koydukları görüşlere yer verilerek, sürdürülebilir bir kalkınmanın bakış açısına göre nasıl farklılaştığı ortaya konulacaktır. Üçüncü bölümde, kalkınma iktisadının geçirdiği evrime kısaca değinilerek, sürdürülebilir kalkınmanın ortaya çıkışı irdelenecektir. Bu bölümde sürdürülebilirlik kavramı, çevre, toplum ve ekonomi bağlamında ele alınarak, içeriği ve koşulları tartışılacaktır. Üçüncü bölümde son olarak, sürdürülebilir kalkınmanın gelişme kavramında işaret ettiği dönüşümlere yer verilecektir. Dördüncü bölümde ise doğanın ekonomik değeri tartışılacak ve doğal sermayenin ölçülmesine ilişkin sorunlara değinilecektir. Ayrıca, sürdürülebilir kalkınmayı ölçmek için geliştirilen çeşitli göstergeler tanıtılarak, dünyanın mevcut durumu ve gelecek için yapılan bazı öngörüler bu göstergeler ışığında ortaya konulacaktır. Sürdürülebilir kalkınmanın ne olduğunu anlamaya yönelik olan bu çalışma, bu kavramın ne olmadığı hakkında bir fikir verebilirse amacına ulaşmış sayılacaktır.
Yeni bin yıl, küresel ısınma gibi çevre felaketlerinin eşiğine gelindiği ve sürekli artan yoksulluğun sosyal sistemleri tehdit ettiği bir dönemdir. Her yerinden kırmızı sinyaller veren yaşlı dünyamız, hızla artan nüfusu ile altı milyar insanın doymak bilmez ihtirasını taşıyamaz olmuştur. Aynı şekilde, bir yanda bir avuç milyarder ile, aç, hastalıklı, işsiz ve geleceğinden umudu olmayan 3 milyara yakın insan aynı gezegende ve yan yana yaşamaktadır. Bir yerlerde intihar bombacıları patlarken, işgal, savaş, cinayet gibi şiddet içeren eylemler günlük yaşamın parçası haline gelmiştir. Küreselleşme fırtınası iktisadi refahı yerkürenin kuzeyine yığarken, yoksul güneye açlık, hastalık ve gözyaşı bırakmaktadır. Kısaca, ister modern olsun, ister post-modern olsun, mevcut durum, sürdürülemez bir hale gelmiştir.Diğer taraftan, son yıllarda sürdürülebilir kalkınma nedir? Böyle bir kavrama veya böyle bir uygulamaya neden gerek duyulmuştur? Kalkınmanın sürdürülemez olanı var mıdır? Neden bu kadar insan bu kavramı kullanmaktadır? gibi sorular da gittikçe çoğalmaktadır. Çünkü, çevre vergisinden küresel ısınmaya kadar bu kavram çerçevesinde ortaya çıkan olaylar insanların günlük yaşamları kadar geleceklerini de etkilemektedir. Bu nedenle, birinci bölümde, büyümenin sınırları tartışmalarından sürdürülebilir kalkınma kavramına varan gelişmeler kısaca özetlenerek, bu anlayışının ortaya çıkışına neden olan olaylar irdelenecektir. Öncelikle, doğaya verilen zararların farkına varılmasına değinilecek... tümünü göster