Sürü'nün hikaye olarak bilincimde döllenişi, 1972-73'lere, köklü bir değişimi içeren sarsıntılı Selimiye günlerime rastlar. Kalın ciltli bir deftere, kaba hatlarıyla yazdığım, kabaca sahne sıralaması yaptığım onlarca film hikayesinden biriydi. Günün birinde bu denli ünlü olacağından, sinema tarihimizde bir dönemeç noktası oluşturacağından, uluslararası değerde ödüller kazanacağından habersiz, yıllarca o defter sayfaları arasında sessiz sedasız kaldı. 1978 Mart'ında, İzmit Cezaevinde bir rastlantı onu gün ışığına çıkarmasa idi, belki de daha uzun yıllar o soluk sayfalar arasında kalacaktı; belki de film olabilme şansına hiçbir zaman sahip olamayacaktı...
Sürü'nün hikaye olarak bilincimde döllenişi, 1972-73'lere, köklü bir değişimi içeren sarsıntılı Selimiye günlerime rastlar. Kalın ciltli bir deftere, kaba hatlarıyla yazdığım, kabaca sahne sıralaması yaptığım onlarca film hikayesinden biriydi. Günün birinde bu denli ünlü olacağından, sinema tarihimizde bir dönemeç noktası oluşturacağından, uluslararası değerde ödüller kazanacağından habersiz, yıllarca o defter sayfaları arasında sessiz sedasız kaldı. 1978 Mart'ında, İzmit Cezaevinde bir rastlantı onu gün ışığına çıkarmasa idi, belki de daha uzun yıllar o soluk sayfalar arasında kalacaktı; belki de film olabilme şansına hiçbir zaman sahip olamayacaktı...
Karton Cilt, 127 sayfa
2005 tarihinde, GÜNEY YAYINLARI tarafından yayınlandı