''Mart ayının ilk haftasında, iki mezarın ortasında bahtına ağlayan bir kadın vardı adı: Süveyda.
Saçlarını çözdü: Kara…
Bahtına yandı: Kara…
Toprağa baktı: Kara…
Hem acı, hep acı soludu: Baba… Hoca…
Mart ayının ilk haftasında, iki mezar arasında, feryadı yüreğini delen bir kadın vardı adı: Süveyda…
Ve Yektanın susan bağrında bir kara nokta vardı, çürümedi asla: Süveyda…''
Süveyda, zamane aşklarının üstünü çizerken, bin yıllık aşkın da ezberini bozuyor. Aşkı nur-i siyaha bürüyor. Yani seni, beni, okuyan herkesi siyah bir ışığın öyküsü ile aydınlatıyor. Bu aydınlığı tadan bedenlerse, bir ömür kandil olup yanıyor.
''Mart ayının ilk haftasında, iki mezarın ortasında bahtına ağlayan bir kadın vardı adı: Süveyda.
Saçlarını çözdü: Kara…
Bahtına yandı: Kara…
Toprağa baktı: Kara…
Hem acı, hep acı soludu: Baba… Hoca…
Mart ayının ilk haftasında, iki mezar arasında, feryadı yüreğini delen bir kadın vardı adı: Süveyda…
Ve Yektanın susan bağrında bir kara nokta vardı, çürümedi asla: Süveyda…''
Süveyda, zamane aşklarının üstünü çizerken, bin yıllık aşkın da ezberini bozuyor. Aşkı nur-i siyaha bürüyor. Yani seni, beni, okuyan herkesi siyah bir ışığın öyküsü ile aydınlatıyor. Bu aydınlığı tadan bedenlerse, bir ömür kandil olup yanıyor.
310 sayfa
2012 tarihinde, Trim Yayınları tarafından yayınlandı