Tancada odasında yapayalnız bir yaşlı adam. Sessizlik ve rüzgara tutsak olmuş bir gün. Ev nemli, duvarlar çatlak. Yaşlı adam arkadaşlarına telefon etmek ister, ama arkadaşları ölmüştür. Canı kadın çeker, ama çevresindeki tek kadın evin hizmetçisidir, üstelik çirkindir. Eskiden olduğu gibi eline makası alıp giysi biçmek ister, ama eli titremektedir. Doktorun kendisine verdiği bütün ilaçları tuvalete atıp sifonu çeker. Teslim olmamalıdır. Karşı koyar. O zaman anılar sökün eder: Yüzler, sesler, eski komşuların imgesel saldırısı... Bir sessiz güne, bir sessizlik gününe sığan bir yaşam. Yaşlı olduğunu kabul etmeli midir? Baba imgesinin egemen olduğu bu olağanüstü anlatıda, anlatıcı (yazar), hatır-gönül dinlemez. Bunun üzerine yaşlı adam onu yanıtlamak için söz alır ve ona şimdiye kadar söylemediği gerçekleri mırıldanır: Her babada bir oğul, her oğulda da bir baba vardır, ama ne yazık ki aynı anda baba ve oğul, oğul ve baba olmak olanaksızdır...
Tancada odasında yapayalnız bir yaşlı adam. Sessizlik ve rüzgara tutsak olmuş bir gün. Ev nemli, duvarlar çatlak. Yaşlı adam arkadaşlarına telefon etmek ister, ama arkadaşları ölmüştür. Canı kadın çeker, ama çevresindeki tek kadın evin hizmetçisidir, üstelik çirkindir. Eskiden olduğu gibi eline makası alıp giysi biçmek ister, ama eli titremektedir. Doktorun kendisine verdiği bütün ilaçları tuvalete atıp sifonu çeker. Teslim olmamalıdır. Karşı koyar. O zaman anılar sökün eder: Yüzler, sesler, eski komşuların imgesel saldırısı... Bir sessiz güne, bir sessizlik gününe sığan bir yaşam. Yaşlı olduğunu kabul etmeli midir? Baba imgesinin egemen olduğu bu olağanüstü anlatıda, anlatıcı (yazar), hatır-gönül dinlemez. Bunun üzerine yaşlı adam onu yanıtlamak için söz alır ve ona şimdiye kadar söylemediği gerçekleri mırıldanır: Her babada bir oğul, her oğulda da bir baba vardır, ama ne yazık ki aynı anda baba ve oğul, oğul ve baba olmak olanaksızdır...
119 sayfa