Bu harikulâde kitap, Batıyı ve İslâm Dünyasını birbirinden ayıran sınırların ve duvarların ötesindeki okuyucuların kalplerine ulaşmak için yapılmış bir gönül çağrısıdır. İmanın sıcaklığı ve bilgeliğin hafifliği ile vücut bulan bu eser, şüphecilik, izafîlik ve inançsızlık ilkelerinin hakim olduğu bir çağda yaşamış bir inananın kaleminden çıkmıştır. O yüzden de, modern Batı ile İslâm Dünyası arasında kurulmuş nadide ve eşsiz bir köprüye benzemektedir ve her iki dünyaya, imanla beslenmiş bir güven, hikmete dayanan bir düşünce berraklığı ve diğer dinlerin yanı sıra, hem modern dünyayı hem de geleneksel İslâm Dünyasını kuşatan bir hayat tecrübesinin gerektirdiği bir isabetle seslenebilmektedir. (Seyyid Hüseyin Nasrın kitaba yazdığı Takdimden.)
Bu harikulâde kitap, Batıyı ve İslâm Dünyasını birbirinden ayıran sınırların ve duvarların ötesindeki okuyucuların kalplerine ulaşmak için yapılmış bir gönül çağrısıdır. İmanın sıcaklığı ve bilgeliğin hafifliği ile vücut bulan bu eser, şüphecilik, izafîlik ve inançsızlık ilkelerinin hakim olduğu bir çağda yaşamış bir inananın kaleminden çıkmıştır. O yüzden de, modern Batı ile İslâm Dünyası arasında kurulmuş nadide ve eşsiz bir köprüye benzemektedir ve her iki dünyaya, imanla beslenmiş bir güven, hikmete dayanan bir düşünce berraklığı ve diğer dinlerin yanı sıra, hem modern dünyayı hem de geleneksel İslâm Dünyasını kuşatan bir hayat tecrübesinin gerektirdiği bir isabetle seslenebilmektedir. (Seyyid Hüseyin Nasrın kitaba yazdığı Takdimden.)