Osmanlıda zanaat ve ticaret, çok sıkı kurallara bağlı kalmak koşuluyla ve sınırlı sayıda girişimciye tanınan özel bir haktı. Hem devletin hem de kendi iç organlarının çok sıkı denetimine de tabi olan fütüvvet erbabı, bu yapısını XVII. yüzyıla kadar korumuş, bu yüzyıldan sonra da meslek loncaları devreye girmiştir. Zanaatın bir anlamda kutsanması anlamına da gelen bu yapılanmada, her meslek kendi pirini yetiştirmiştir. Usta-çırak ilişkisi, kendine özgü bir yaşama tarzının gelişmesine de neden olmuştur. Reşad Ekrem Koçu, Tarihte İstanbul Esnafı adlı bu kitabında, toplumsal yaşamın her gün göz önünde olduğu halde pek iyi bilinmeyen bu alanına ışık tutuyor.
Osmanlıda zanaat ve ticaret, çok sıkı kurallara bağlı kalmak koşuluyla ve sınırlı sayıda girişimciye tanınan özel bir haktı. Hem devletin hem de kendi iç organlarının çok sıkı denetimine de tabi olan fütüvvet erbabı, bu yapısını XVII. yüzyıla kadar korumuş, bu yüzyıldan sonra da meslek loncaları devreye girmiştir. Zanaatın bir anlamda kutsanması anlamına da gelen bu yapılanmada, her meslek kendi pirini yetiştirmiştir. Usta-çırak ilişkisi, kendine özgü bir yaşama tarzının gelişmesine de neden olmuştur. Reşad Ekrem Koçu, Tarihte İstanbul Esnafı adlı bu kitabında, toplumsal yaşamın her gün göz önünde olduğu halde pek iyi bilinmeyen bu alanına ışık tutuyor.