Kitabın adını koyarken matbaa mürekkebinin kokusundan esinlendim. Gazeteciliğe başladığım 1981 yılında. Hürriyetin matbaasından yükselen mürekkep kokusu üst kattaki haber merkezine kadar ulaşırdı. Hele taşra baskısı denen ilk baskıyı elime aldığımda o kokuya bayılırdım. (O gün yazdığım haberlerin yarınki gazetede nasıl yer aldığını görmeden gazeteyi terketmezdim.) O kokunun gizli gizli bizi esir aldığını sonraları daha iyi farkettim. Şimdi o koku artık duyulmuyor. Çünkü, haber merkezleri ile matbaalar ayrı binalarda bulunuyor. Ertesi gün elinize aldığınız gazetenin kokusu ise artık tazeliğini yitirmiş oluyor... Taze Yazı Kokusundaki yazıları konuları açısından her dem taze kalacak nitelikte. Düşünce ağırlıklı felsefi yazılar, yaşama ilişkin. Yaşamla ilgili ne varsa, ülkemizin içinden geçtiği zaman tünelinde hangi sorunlarla karşılaşıyorsak o konulardaki düşüncelerimi, evrensel bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalıştım. Bu yazılar Akşam Gazetesindeki Ceviz Kabuğu köşesinde de yayınlandı
Kitabın adını koyarken matbaa mürekkebinin kokusundan esinlendim. Gazeteciliğe başladığım 1981 yılında. Hürriyetin matbaasından yükselen mürekkep kokusu üst kattaki haber merkezine kadar ulaşırdı. Hele taşra baskısı denen ilk baskıyı elime aldığımda o kokuya bayılırdım. (O gün yazdığım haberlerin yarınki gazetede nasıl yer aldığını görmeden gazeteyi terketmezdim.) O kokunun gizli gizli bizi esir aldığını sonraları daha iyi farkettim. Şimdi o koku artık duyulmuyor. Çünkü, haber merkezleri ile matbaalar ayrı binalarda bulunuyor. Ertesi gün elinize aldığınız gazetenin kokusu ise artık tazeliğini yitirmiş oluyor... Taze Yazı Kokusundaki yazıları konuları açısından her dem taze kalacak nitelikte. Düşünce ağırlıklı felsefi yazılar, yaşama ilişkin. Yaşamla ilgili ne varsa, ülkemizin içinden geçtiği zaman tünelinde hangi sorunlarla karşılaşıyorsak o konulardaki düşüncelerimi, evrensel bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalıştım. Bu yazılar Akşam Gazetesindeki Ceviz Kabuğu köşesinde de yayınlandı