Ukrayna Otelinin yirmi üçüncü katındaki küçük bir odada, bir çift ucuz koltuğa oturmuş konuşuyorlardı. Biri, Stalin ölümcül kalp krizini geçirdiği sırada yanıbaşında olduğunu iddia eden eski bir Rus istihbarat subayıydı. Diğeri ise, Moskovaya bir konferans için gelmiş bir İngiliz akademisyen, Dr. Kelsoydu... Sarhoş Rus inanılmaz şeyler anlatmıştı. Bunları doğrulamak isteyen Kelsonun, Lenin Kütüphanesinde başlayan sıradan araştırması, ansızın ölümcül bir takibe dönüşecek ve onu Moskovanın karanlık arka sokaklarından, Beyaz Deniz kıyısındaki Arhangelsk liman kentinin uçsuz bucaksız ormanlarına kadar sürükleyecekti. Bu nefes kesici kovalamanın sonucunda, Kelsoyu, yarım yüzyıldır gizli kalmış bir sır bekliyordu.
Ukrayna Otelinin yirmi üçüncü katındaki küçük bir odada, bir çift ucuz koltuğa oturmuş konuşuyorlardı. Biri, Stalin ölümcül kalp krizini geçirdiği sırada yanıbaşında olduğunu iddia eden eski bir Rus istihbarat subayıydı. Diğeri ise, Moskovaya bir konferans için gelmiş bir İngiliz akademisyen, Dr. Kelsoydu... Sarhoş Rus inanılmaz şeyler anlatmıştı. Bunları doğrulamak isteyen Kelsonun, Lenin Kütüphanesinde başlayan sıradan araştırması, ansızın ölümcül bir takibe dönüşecek ve onu Moskovanın karanlık arka sokaklarından, Beyaz Deniz kıyısındaki Arhangelsk liman kentinin uçsuz bucaksız ormanlarına kadar sürükleyecekti. Bu nefes kesici kovalamanın sonucunda, Kelsoyu, yarım yüzyıldır gizli kalmış bir sır bekliyordu.
Kitap başlangıçta okuyucuyu pek içine çekemiyor, hatta itiyor bile diyebilirim. Ancak ortalara doğru kaldığınız yerden devam etme isteği geliyor ve bu noktadan sonra roman ilginç ve sürükleyici bir hal alıyor. Günümüz Rusyasının mazide kalan siyaset ve siyasetçileri ile ilgili bağını değişik bir şekilde yorumlayan bir roman.