Onun ilkokul diploması bile yok henüz... Ama elinizdeki harika kitabı var... Dudunun gecekondulu yaşama tuttuğu aynadan seçebilirsiniz artık yanı başınızdaki öteki dünyayı... 40 yaşından sonra okumayı söker sökmez yazar olabilir misiniz, çok istediniz diye? Tek isteğinin bir kitap yazmak olduğunu söyleyen ve onu başaran Dudu Akpınarı takdim ediyoruz... Bir yandan dört çocuklu ev hayatının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışarak, bir yandan okuma yazma kursuna devam etme savaşı vererek... yanında çalıştığı bir yazarın onu yazmaya teşvik etmesi ve alıştırması sonunda bu kitap ortaya çıktı... Köyden kente göçten sonra İstanbulda yaşadığı ilk deneyimler, kitabının konusu oldu... Birer küçük sosyolojik öykü haline geldi her yazdığı... İlk kez binilen belediye otobüsü... İlk kez satın alınan sutyen... İlk kez gidilen kentli düğün töreni... İlk hastane... İlk gecekondu... İlk şömine... Ve hatta, ilk golf topu... Gerçekte, Duduya anayasal bir suç işlenmişti... Anayasamızın 42. Maddesine göre, Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamazdı, güya... Ailesi Duduyu okula göndermemişti... Ne yazık ki köyde hiç kimse anayasanın 42. Maddesini hatırlamamış, ailesine Duduyu eğitim ve öğretim hakkından niye yoksun bıraktıklarını sormamıştı bile... Taaa 40 yaşına dek okuma yazma bilmemenin utancıyla yaşadı Dudu Akpınar... Bu utançtan kurtulabilmenin tek yolu, öğrenme arzusunu çevresine dayatmaktan geçiyordu... Bu büyük bir uğraştı... Sonunda, öğrenmenin yaşı yoktur deyimini haklı çıkardı... Yazmanın da... Ahmet Turhan Altuner Kasım 1998, İstanbul
Onun ilkokul diploması bile yok henüz... Ama elinizdeki harika kitabı var... Dudunun gecekondulu yaşama tuttuğu aynadan seçebilirsiniz artık yanı başınızdaki öteki dünyayı... 40 yaşından sonra okumayı söker sökmez yazar olabilir misiniz, çok istediniz diye? Tek isteğinin bir kitap yazmak olduğunu söyleyen ve onu başaran Dudu Akpınarı takdim ediyoruz... Bir yandan dört çocuklu ev hayatının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışarak, bir yandan okuma yazma kursuna devam etme savaşı vererek... yanında çalıştığı bir yazarın onu yazmaya teşvik etmesi ve alıştırması sonunda bu kitap ortaya çıktı... Köyden kente göçten sonra İstanbulda yaşadığı ilk deneyimler, kitabının konusu oldu... Birer küçük sosyolojik öykü haline geldi her yazdığı... İlk kez binilen belediye otobüsü... İlk kez satın alınan sutyen... İlk kez gidilen kentli düğün töreni... İlk hastane... İlk gecekondu... İlk şömine... Ve hatta, ilk golf topu... Gerçekte, Duduya anayasal bir suç işlenmişti... Anayasamızın 42. Maddesine göre, Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamazdı, güya... Ailesi Duduyu okula göndermemişti... Ne yazık ki köyde hiç kimse anayasanın 42. Maddesini hatırlamamış, ailesine Duduyu eğitim ve öğretim hakkından niye yoksun bıraktıklarını sormamıştı bile... Taaa 40 yaşına dek okuma yazma bilmemenin utancıyla yaşadı Dudu Akpınar... Bu utançtan kurtulabilmenin tek yolu, öğrenme arzusunu çevresine dayatmaktan geçiyordu... Bu büyük bir uğraştı... Sonunda, öğrenmenin yaşı yoktur deyimini haklı ... tümünü göster