Misyon ve ekümenizm; Tanrının planı ve stratejisidir. Kilise ve batılı devletler, değişen ve gelişen dünya stratejisine göre dini-politik stratejiler üretirler. Farklı bir dille sürdürülen bu faaliyet; ortak bir inancın ve politikanın sonucudur. Kiliseyi gün ışığına çıkartma ve diyalog, Soğuk Savaşın kutsal cephesini tanımlar. Batılı devletleri Hıristiyan köklerde buluşturma ve ötekileştirme, Üçüncü Binyıl Misyonu, ABDnin ürettiği haydut devletleri özgürleştirme, Ortadoğu ve Ortasyayı yeniden inşa etme stratejisinin bir parçasıdır. Soğuk Savaş döneminde tampon kordununa yerleştirilen Türkiye, yeni dünya sisteminde sınır ülkedir. Aynı zamanda İncil ülkesi olarak görülen Türkiye, batılı devletlerin ürettiği ekonomik ve politik kurallara uydurulması gereken bir ülkedir. Bir taraftan diplomatik kanallarla diğer taraftan kuralsız eylem olarak adlandırılan terör yoluyla Türkiye kıskaç altına alınmaktadır. Hıristiyanlığın batı ve doğu eksenli teo-stratejik mantığına göre Türkiye, ya tarihi ve kültürel yapısını terk ederek batılı devletlerin misyonuna tabi olacak ya da bu coğrafyanın yeniden inşası için parçalanacaktır. Elinizdeki kitap, batı ve doğu merkezli politik-stratejik modellerle kiliselerin geliştirdiği teo-stratejik modellerin buluştuğu noktaları aydınlatmayı amaçlamaktadır. Anılan modellerin ve projelerin içinde yer alanlar kendilerini her ne kadar kutsallık-özgürlük-demokratlık üçlemi altında sunsalar, dünya barışı için İsa Mesihin etrafında birleşelim çağrısı yapsalar da, bunlar, siyasi dilde beşinci özgürlük olarak tanımlanan esaretin sözcüleridir.Bu çalışmanın içinde yer alan kaynaklara dayalı çıkarımlar, ağır ve tanımlayıcı olarak algılanabilir. Ne var ki gerçekler ürkütücü ve acıdır. Önümüzdeki yıllar, bu coğrafya dünyanın muharebe hatları olacaktır. Teo-Stratejik modellerin işareti budur.
Misyon ve ekümenizm; Tanrının planı ve stratejisidir. Kilise ve batılı devletler, değişen ve gelişen dünya stratejisine göre dini-politik stratejiler üretirler. Farklı bir dille sürdürülen bu faaliyet; ortak bir inancın ve politikanın sonucudur. Kiliseyi gün ışığına çıkartma ve diyalog, Soğuk Savaşın kutsal cephesini tanımlar. Batılı devletleri Hıristiyan köklerde buluşturma ve ötekileştirme, Üçüncü Binyıl Misyonu, ABDnin ürettiği haydut devletleri özgürleştirme, Ortadoğu ve Ortasyayı yeniden inşa etme stratejisinin bir parçasıdır. Soğuk Savaş döneminde tampon kordununa yerleştirilen Türkiye, yeni dünya sisteminde sınır ülkedir. Aynı zamanda İncil ülkesi olarak görülen Türkiye, batılı devletlerin ürettiği ekonomik ve politik kurallara uydurulması gereken bir ülkedir. Bir taraftan diplomatik kanallarla diğer taraftan kuralsız eylem olarak adlandırılan terör yoluyla Türkiye kıskaç altına alınmaktadır. Hıristiyanlığın batı ve doğu eksenli teo-stratejik mantığına göre Türkiye, ya tarihi ve kültürel yapısını terk ederek batılı devletlerin misyonuna tabi olacak ya da bu coğrafyanın yeniden inşası için parçalanacaktır. Elinizdeki kitap, batı ve doğu merkezli politik-stratejik modellerle kiliselerin geliştirdiği teo-stratejik modellerin buluştuğu noktaları aydınlatmayı amaçlamaktadır. Anılan modellerin ve projelerin içinde yer alanlar kendilerini her ne kadar kutsallık-özgürlük-demokratlık üçlemi altında sunsalar, dünya barışı için İsa Mesihin etrafında birleşelim çağ... tümünü göster