Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Caner Taslaman hocayı TV'de takip etmeye özen gösteririm. Herkesin anlayacağı bir dilden ve temeli sağlam konuştuğu için dinlerken zevk alırım. İlk defa onun bir kitabını okuyorum, muhtemelen de okumaya devam edeceğim, zira anlatım dilinden gayet memnun kaldım. Belki sosyolojik ve felsefi kavramlara aşinalığı olmayanlar için tek tük de olsa anlaşılmayan noktalar olabilir ama internetten kavramları araştırırlar tüm sorun ortadan kalkar(Ben bile şöyle bir baktım, unutmuşum bazı kavramları :D ). Genel olarak anlaşılmayacak, ağır dille yazılmış bir kitap değil, aksine herkesin anlayabileceği dille yazılı, rahat olun.
İsterseniz önce kavram ile başlayalım ki kitapta Caner hocam, ne demek istemiş, ne anlatmış bir fikir oluşsun kafanızda.
RETOİK; Dilin ikna edici biçimde; belli menfaatleri, özellikle de siyasi hedefleri gerçekleştirmek için kullanılması.
Yani algı yönetimi yapıp, insanları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme meselesi diye de açıklayabiliriz bu kavramı. Kitapta ise Terör ve Cihad kavramlarının bu amaçla nasıl ve ne sebeple kullanıldığı irdelenmiş ve bilhassa cihad kavramının bu amaçla kullanılmasının Kur'an-İslam temelinde aykırılığını ayetler eşliğinde anlatmış. Ağırlıkta cihad meselesi üzerinde durulmuş.
Terör kavramının retorikleşmesini Coady'nin güzel bir şiiri ile özetlemek istiyorum.
Bomba atmak kötüdür,
Bombardıman ise iyidir,
Lafın özü; terörün anlamı,
İktidar tacını kimin giydiğine bağlıdır.
Kur'anda, cihadın hangi temeller sebebinde meşru kabul edilebileceği; Kur'anda savaş ahlakının nasıl olduğuna dair güzel bir çalışma da yapılmış. Bu temelle yaklaşırsak ve bilinçli olur, cihad kavramını retorikleştirenlere karşı eleştirel olur isek İslam'ı ve cihadı bu amaçla kullananlara imkan vermemiş oluruz.
Unutmayın ki kavramlar oldukça güçlü birer silahtır. Kavramlara yüklenen değerler ve bu değerlerin mutlak üstünlük haline getirilmesi ile bir çok şey meşrulaştırılabilmektedir. Gerek Cumhuriyet Türkiye'sinden gerekse günümüzde Fransa'sında 'laik' kavramı ile ilgili buna güzel bir örnek vardır. Laiklik kavramına yüklenen değerler ve bunun mutlak üstünlüğü ve korunması gerekliliği bunun için her türlü hak çiğnenmesinin veya yeri geldiğinde zulmün meşru olduğu yönünde bir çarpık mantığı doğurmaktadır.
Kitabı herkese tavsiye ederim, muhakkak okunması ve okutulması gereken bilinçlendirici bir kitap. Okurken su gibi akıp gidiyor. :)
124 sayfa