Küreselleşme sonucu, dünya toplumuna doğru yol alan çağımızda insan ilişkileri dostluk ve iyi niyete dayalı ilişki olmaktan çok, rekabete dayalı ilişki olma özelliği kazanmaktadır. Bu doğrultuda düşünenler, bu felsefeyi benimseyenler, gerek bireysel gerekse toplumsal ölçekte gelişip zenginleşmekte, dışlayanlar ise fakirlik ve iç savaş gibi sorunların üstesinden gelmek zorunda kalmaktadırlar. Bu yüksek rekabet ortamında bilgi her türlü güç ve statünün temel sembolü haline gelmiştir. Araştırma sonuçlarına dayalı güvenilir ve geçerli bilgilerin karar mekanizmalarını yönlendirmesiyle kalkınma hamleleri gerçekleşecek ve çağı yakalamak mümkün olacaktır. Bu nedenle günümüzde bilimsel araştırma özel bir önem taşımaktadır.
Araştırma kültürel bir alışkanlıktır, bir yaşam biçimidir. Ancak bu alışkanlığın toplumumuzda henüz yerleşmediği görülmektedir. Kültürümüzün araştırma fikrini benimsemesi gerek eğitim sürecinde gerekse öğretim programlarında yapılacak değişimlere bağlıdır. Öte yandan araştırma geleneğinin ülkemizde yerleşebilmesi kamuoyunun, kamu kesiminin ve de özel sektörün konuya sıcak bakması ve destek vermesiyle doğru orantılı olarak gelişebilir. Son yıllarda araştırma bir çok disiplin içinde öğretilmesi gereken bir alan olmuştur. Araştırma kitabımızın üçüncü baskıya ulaşması da bu gereksinimden kaynaklanmıştır.
Kitap bir kez daha gözden geçirilmiş, eksik görülen noktalar tamamlanmaya çalışılmış ve bazı konulardaki örnekler arttırılmıştır. Son bölüm ise yeni araştırmalarla güncelleştirilmiştir.
Küreselleşme sonucu, dünya toplumuna doğru yol alan çağımızda insan ilişkileri dostluk ve iyi niyete dayalı ilişki olmaktan çok, rekabete dayalı ilişki olma özelliği kazanmaktadır. Bu doğrultuda düşünenler, bu felsefeyi benimseyenler, gerek bireysel gerekse toplumsal ölçekte gelişip zenginleşmekte, dışlayanlar ise fakirlik ve iç savaş gibi sorunların üstesinden gelmek zorunda kalmaktadırlar. Bu yüksek rekabet ortamında bilgi her türlü güç ve statünün temel sembolü haline gelmiştir. Araştırma sonuçlarına dayalı güvenilir ve geçerli bilgilerin karar mekanizmalarını yönlendirmesiyle kalkınma hamleleri gerçekleşecek ve çağı yakalamak mümkün olacaktır. Bu nedenle günümüzde bilimsel araştırma özel bir önem taşımaktadır.
Araştırma kültürel bir alışkanlıktır, bir yaşam biçimidir. Ancak bu alışkanlığın toplumumuzda henüz yerleşmediği görülmektedir. Kültürümüzün araştırma fikrini benimsemesi gerek eğitim sürecinde gerekse öğretim programlarında yapılacak değişimlere bağlıdır. Öte yandan araştırma geleneğinin ülkemizde yerleşebilmesi kamuoyunun, kamu kesiminin ve de özel sektörün konuya sıcak bakması ve destek vermesiyle doğru orantılı olarak gelişebilir. Son yıllarda araştırma bir çok disiplin içinde öğretilmesi gereken bir alan olmuştur. Araştırma kitabımızın üçüncü baskıya ulaşması da bu gereksinimden kaynaklanmıştır.
Kitap bir kez daha gözden geçirilmiş, eksik görülen noktalar tamamlanmaya çalışılmış ve bazı konulardaki örnekler arttırılmıştır. Son bölüm ise yeni araştırmalarla gün... tümünü göster