Bu çalışma İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Bölümü ve British Council, Istanbul işbirliğiyle 18-19-20 Haziran tarihlerinde düzenlenen Türk Sinemasında Yeni Yönelimler: Türk Film Araştırmaları konferansının metinlerinden derlendi. Ağırlıkla genç akademisyen, araştırmacı ve yazarların orta nesile bir araya geldiği bu toplantı aynı anda birçoğumuzun el atmak istediği, bölük pörçük, farklı yerlerde ve zamanlarda tanıştığımız, üzerine düşündüğümüz ama çok ürün veremediğimiz Türk Sinemasını enine boyuna tartışma fırsatını verdi hepimize. Fatih Özgüvenin Abdülhak Şinasiden ödünç aldığı Türk Sineması ve Biz: Çamlıcadaki Eniştemiz başlığı (2000 konferansından) bizim hareket noktamızdı. Hep gizli gizli keyfini çıkardığımız yada aldığımız hazzı açıklamaktan çekindiğimiz sinemamız belki bizi değil ama çok geniş bir izleyici kitlesini yıllarca tutkunu etti. 90larda bu bağlılık başka bir yoldan tekrar canlandı. Bu kez geniş seyirci kitlesini sinemada toplayan filmler kadar; bağımsız, marjinal örneklerde eski seyirci profiline pek benzemeyen yeni bir kitle yarattı. Konferans boyunca bu iki alem arasında gidip gelindi. Eskiler, yeniler, hatırası olanlar, tırışkalar (trash), oryantalistler, Batıcılar tüm bu filmlerle aramıza mesafe koymadan, nostaljiyede çok kapılmadan, hazzederek haşır neşir olduk.
Bu çalışma İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Bölümü ve British Council, Istanbul işbirliğiyle 18-19-20 Haziran tarihlerinde düzenlenen Türk Sinemasında Yeni Yönelimler: Türk Film Araştırmaları konferansının metinlerinden derlendi. Ağırlıkla genç akademisyen, araştırmacı ve yazarların orta nesile bir araya geldiği bu toplantı aynı anda birçoğumuzun el atmak istediği, bölük pörçük, farklı yerlerde ve zamanlarda tanıştığımız, üzerine düşündüğümüz ama çok ürün veremediğimiz Türk Sinemasını enine boyuna tartışma fırsatını verdi hepimize. Fatih Özgüvenin Abdülhak Şinasiden ödünç aldığı Türk Sineması ve Biz: Çamlıcadaki Eniştemiz başlığı (2000 konferansından) bizim hareket noktamızdı. Hep gizli gizli keyfini çıkardığımız yada aldığımız hazzı açıklamaktan çekindiğimiz sinemamız belki bizi değil ama çok geniş bir izleyici kitlesini yıllarca tutkunu etti. 90larda bu bağlılık başka bir yoldan tekrar canlandı. Bu kez geniş seyirci kitlesini sinemada toplayan filmler kadar; bağımsız, marjinal örneklerde eski seyirci profiline pek benzemeyen yeni bir kitle yarattı. Konferans boyunca bu iki alem arasında gidip gelindi. Eskiler, yeniler, hatırası olanlar, tırışkalar (trash), oryantalistler, Batıcılar tüm bu filmlerle aramıza mesafe koymadan, nostaljiyede çok kapılmadan, hazzederek haşır neşir olduk.