Genelde ne denli evrensel olursa olsun, bir mizah öyküsü, üretildiği toplumun ulusal öğelerini içerir, içermek zorundadır. Çünkü doğduğu toplumu anlatmak, ona tanıklık etmekle yükümlüdür. Bu tanıklık, edilgin bir işlev değil, tam tersine toplumu değiştirme dinamiğini içeren bir eylemdir. Büyük ölçüde, baskı altında tutulan toplumsal süreçlerden kaynaklanması, farklı teknikler kullanması, trajikle komiki iç içe verebilmesiyle mizah, yazın sınıflamalarının dışında, kendine özgü tarihi olan bir sanattır. Bu özellikleriyle mizah hikâyeleri, yazınsal değerlerinin yanı sıra, toplumbilim açısından da güvenilir kaynaklardır. İşte bu kitap da bu amaca hizmet için oluşturulmuş, 37 yazarın 46 öyküsü sunulmuştur.
Genelde ne denli evrensel olursa olsun, bir mizah öyküsü, üretildiği toplumun ulusal öğelerini içerir, içermek zorundadır. Çünkü doğduğu toplumu anlatmak, ona tanıklık etmekle yükümlüdür. Bu tanıklık, edilgin bir işlev değil, tam tersine toplumu değiştirme dinamiğini içeren bir eylemdir. Büyük ölçüde, baskı altında tutulan toplumsal süreçlerden kaynaklanması, farklı teknikler kullanması, trajikle komiki iç içe verebilmesiyle mizah, yazın sınıflamalarının dışında, kendine özgü tarihi olan bir sanattır. Bu özellikleriyle mizah hikâyeleri, yazınsal değerlerinin yanı sıra, toplumbilim açısından da güvenilir kaynaklardır. İşte bu kitap da bu amaca hizmet için oluşturulmuş, 37 yazarın 46 öyküsü sunulmuştur.