Bu kitapta Atatürkün Türk Rönesansı dediğimiz devrimleri ve özetle de bugünkü koşullarda göz önüne alınarak Laiklik İlkesi kısa ve öz bir şekilde incelenirken, gerek Kurtuluş Savaşı öncesi, gerek sonrası ve gerekse devrimler sırasındaki gerçek olaylarla harmanlanarak okuyucuya sunulmuştur. İnancımız odur ki, kitapta anlatılan olay ve anılardan ders alınacak pek çok şey vardır. Okurken şüphesiz ara ara gurur duyacak, haz alacaksınız. Ama günümüz koşullarını düşünerek hüzünlenecek, belki de üzüleceksiniz. Fakat eminiz ki, neticede Türkiyenin nereden, nereye, niçin, nasıl geldiğini veya getirildiğini de uzun uzun düşüneceksiniz. Kitabın sonuna konan fotoğraflar, okuyucuları bir nakış gibi işlenen Türk Rönesansının gerçekleştirildiği günler götürecek. Çoğu ilk defa yayınlanan bu fotoğraflar, Türk Ulusunun tüm olanaksızlıklara karşın neler başarmaya muktedir olduğunun birer kanıtı durumundadır. Kitaptaki Atatürk ile ilgili anılar, Gazinin çocukluğundan ölümüne kadar yanından hiç ayrılmamış, onun hep yanında ve yakınında bulunmuş, çocukluk arkadaşı, uzaktan akrabası, uzun yıllar yaveri, Bozok mebusu Salih Bozokun oğlu Cemil S. Bozoka anlattığı ve ondan da benim dinlediğim anılarla, 1924 yılından Atatürkün ölümüne kadar o büyük insanla aynı atmosferi paylaşmış, onun özellikle hastalığı sırasında hep yatağının başında bulunmuş, ara ara dert ortağı olmuş manevi kızı Sayın Sabiha Gökçenin bana anlattığı anılardır...
Bu kitapta Atatürkün Türk Rönesansı dediğimiz devrimleri ve özetle de bugünkü koşullarda göz önüne alınarak Laiklik İlkesi kısa ve öz bir şekilde incelenirken, gerek Kurtuluş Savaşı öncesi, gerek sonrası ve gerekse devrimler sırasındaki gerçek olaylarla harmanlanarak okuyucuya sunulmuştur. İnancımız odur ki, kitapta anlatılan olay ve anılardan ders alınacak pek çok şey vardır. Okurken şüphesiz ara ara gurur duyacak, haz alacaksınız. Ama günümüz koşullarını düşünerek hüzünlenecek, belki de üzüleceksiniz. Fakat eminiz ki, neticede Türkiyenin nereden, nereye, niçin, nasıl geldiğini veya getirildiğini de uzun uzun düşüneceksiniz. Kitabın sonuna konan fotoğraflar, okuyucuları bir nakış gibi işlenen Türk Rönesansının gerçekleştirildiği günler götürecek. Çoğu ilk defa yayınlanan bu fotoğraflar, Türk Ulusunun tüm olanaksızlıklara karşın neler başarmaya muktedir olduğunun birer kanıtı durumundadır. Kitaptaki Atatürk ile ilgili anılar, Gazinin çocukluğundan ölümüne kadar yanından hiç ayrılmamış, onun hep yanında ve yakınında bulunmuş, çocukluk arkadaşı, uzaktan akrabası, uzun yıllar yaveri, Bozok mebusu Salih Bozokun oğlu Cemil S. Bozoka anlattığı ve ondan da benim dinlediğim anılarla, 1924 yılından Atatürkün ölümüne kadar o büyük insanla aynı atmosferi paylaşmış, onun özellikle hastalığı sırasında hep yatağının başında bulunmuş, ara ara dert ortağı olmuş manevi kızı Sayın Sabiha Gökçenin bana anlattığı anılardır...