Türk şiirinde, özellikle Tanrı karşısında, insanın durumunu genellikle Divan Şiiri dışında kalan ozanlar ele almışlardır. Diğer ozanlarda insan bir bölünmüşlük, darmadağınıklık içindedir. Bu kitapta incelenen ozanlarda ise, insan bir varlık olarak, kendini Tanrı karşısında tutabiliyor. Ben de varım diyebiliyor. Bölünmüşlükten kurtuluyor. Tanrı karşısında bir bütün olarak duyuyor kendini. Özünde Tanrısal bir gücün yaşadığına inanıyor. Ozan, benimsediği, inandığı Tanrıyı kendi özünden yaratmış, onun soluduğunu soluğunda, sıcaklığını sıcaklığında duymuştu. Bu şiirin Tanrısı insan bakışlı, insan gülüşlü bir Tanrıdır. Boşlukların ötesinden insan yüreklerine korku salan gözü kanlı, eli bıçaklı Tanrı değil. Türk şiirinde insanı, bir değerler varlığı olarak Tanrı karşısına koyanlar, işte bu kitapta incelenen erkişilerdir
Türk şiirinde, özellikle Tanrı karşısında, insanın durumunu genellikle Divan Şiiri dışında kalan ozanlar ele almışlardır. Diğer ozanlarda insan bir bölünmüşlük, darmadağınıklık içindedir. Bu kitapta incelenen ozanlarda ise, insan bir varlık olarak, kendini Tanrı karşısında tutabiliyor. Ben de varım diyebiliyor. Bölünmüşlükten kurtuluyor. Tanrı karşısında bir bütün olarak duyuyor kendini. Özünde Tanrısal bir gücün yaşadığına inanıyor. Ozan, benimsediği, inandığı Tanrıyı kendi özünden yaratmış, onun soluduğunu soluğunda, sıcaklığını sıcaklığında duymuştu. Bu şiirin Tanrısı insan bakışlı, insan gülüşlü bir Tanrıdır. Boşlukların ötesinden insan yüreklerine korku salan gözü kanlı, eli bıçaklı Tanrı değil. Türk şiirinde insanı, bir değerler varlığı olarak Tanrı karşısına koyanlar, işte bu kitapta incelenen erkişilerdir
126 sayfa