Ne zaman, nerede, nasıl bir oyun anlayışı gelişmiştir? Bu soruların yanıtı, Hangi insan? ya da Hangi oynayan insan? sorusuna bağlantılı olarak bulunabilir. Başlangıcı sömürgecilik dönemine gitse de, kısa sürede, kendini en çok sorgulayan ve dönüştüren bilim olan antropoloji, farklı olanın bilimi olarak da adlandırılır. Normların değil, olasılıkların peşindedir antropoloji. Tarih, sosyoloji, psikoloji gibi bilimlerden yararlansa da onlarda olmayan kültürel bir çeşitliliğe yaslanır ve etnolojiden, etnografyadan farklı olarak karşılaştırmalı bakışlar geliştirir. Bu nedenle de yöntemi ve bilgisiyle pek çok değişik alana uygulanır. Bu incelemede, Türklerin oyun anlayışındaki değişimlere ve değişimine direnen temel yapılara antropolojinin yardımıyla ulaşılıyor. Türk tiyatrosu ilk kez antropolojik bakışla incelenirken çok geniş ve çeşitli bir kültürel coğrafya hedefleniyor. Töreni aynı zamanda bir gösterim olan şamandan, Anadolu topraklarının kültürüyle birleşmiş köy seyirlik oyunlara, Osmanlı toplum yapısı ve İslami etkilerle gelişmiş Karagöz, Ortaoyunu, Meddah gibi geleneksel türlerden, Batı etkisiyle şekillenmiş tiyatroya uzanan insanımızın oyun serüveni, antropolojik yöntem ve bilgilerle sorgulanıyor. Bu inceleme, kendini, bir kez de oynayan insan olarak tanımak isteyen, önyargılara sıkışmış bir açıdan kurtulup kim olduğunu sorgulamak isteyen herkese sesleniyor. Bu sorgulamayı yapmaksızın ne yeni bir yaşam mümkün ne de yeni bir tiyatro...
Ne zaman, nerede, nasıl bir oyun anlayışı gelişmiştir? Bu soruların yanıtı, Hangi insan? ya da Hangi oynayan insan? sorusuna bağlantılı olarak bulunabilir. Başlangıcı sömürgecilik dönemine gitse de, kısa sürede, kendini en çok sorgulayan ve dönüştüren bilim olan antropoloji, farklı olanın bilimi olarak da adlandırılır. Normların değil, olasılıkların peşindedir antropoloji. Tarih, sosyoloji, psikoloji gibi bilimlerden yararlansa da onlarda olmayan kültürel bir çeşitliliğe yaslanır ve etnolojiden, etnografyadan farklı olarak karşılaştırmalı bakışlar geliştirir. Bu nedenle de yöntemi ve bilgisiyle pek çok değişik alana uygulanır. Bu incelemede, Türklerin oyun anlayışındaki değişimlere ve değişimine direnen temel yapılara antropolojinin yardımıyla ulaşılıyor. Türk tiyatrosu ilk kez antropolojik bakışla incelenirken çok geniş ve çeşitli bir kültürel coğrafya hedefleniyor. Töreni aynı zamanda bir gösterim olan şamandan, Anadolu topraklarının kültürüyle birleşmiş köy seyirlik oyunlara, Osmanlı toplum yapısı ve İslami etkilerle gelişmiş Karagöz, Ortaoyunu, Meddah gibi geleneksel türlerden, Batı etkisiyle şekillenmiş tiyatroya uzanan insanımızın oyun serüveni, antropolojik yöntem ve bilgilerle sorgulanıyor. Bu inceleme, kendini, bir kez de oynayan insan olarak tanımak isteyen, önyargılara sıkışmış bir açıdan kurtulup kim olduğunu sorgulamak isteyen herkese sesleniyor. Bu sorgulamayı yapmaksızın ne yeni bir yaşam mümkün ne de yeni bir tiyatro...