Kadın sözlüğü adlı çalışmamız kadınlar dünyasının karanlık odalarına anahtar deliğinden bakmak gibidir. Biz ancak o karanlıkta gördüğümüz gölgeleri uzun uzun inceleyerek ve yorumlayarak birtakım çıkarsamalar yaptık. Elbette bazı yerlerde yanılma olasılığımız kuvvetle muhtemeldir. Fakat oda oldukça karanlıktı. Ve bu karanlıkta ne gördüysek onu yazdık. Fakat şunu söylemeliyiz ki, bir başkası bizden çok daha fazla şey görmemiştir. Bu başarımızı gayet sinsice bir çalışmaya borçluyuz. Çünkü kadınlar eğer onları izlediğimizi fark etselerdi toparlanıp rol yapacaklardı her zamanki gibi. İnanmayın siz onları çok iyi tanıdığını anlatan kitaplara. Hiçbir iler tutar yanı yoktur. Biz de zaten bu yüzden açıkça yanılabileceğimizi itiraf ediyoruz baştan. Peki neden tanımak zordur onları. İşte onu bu çalışma sırasında gördük. Çünkü onlar renk renk ve çeşit çeşittir. Kadınlar, büyük bir şairin dediği gibi bir baharatçı dükkanına benzerler. Orası renk renk çeşit çeşittir. Yalnızca burnunuza gelen bir koku için dahi birkaç ciltlik bir eser yazılabilir. Kaldı ki, bizim şu küçük çalışmamız bunların yanında hiçbir şeydir. Her bir kadın on iki ciltlik bir ansiklopediye ancak sığar kanısındayız. Söylediğimiz gibi bizimkisi, anahtar deliğinden sinsice bir bakıştır. Fakat yine de ciddiyetle okumanızı öneririz bu kitabı. Kristof Kolombu ve Amerikanın keşfini anlatan 1492 diye bir film vardır bilirsiniz. Bu filmde bir sahne hayli ilginçtir. Kolomb, elinde pergeller ve cetvellerle geminin rotası için çalışmalar yapmaktadır. O sırada stajyer biri Kolomba yaklışıp ne yaptığını sorar. O da, bak evlat, burada yaptığımız bir milimlik hata bizi başka bir kıtaya götürür der. İşte kadınlar açısından da durum böyledir. Onları iyi tanımalı ve bunun için uzun ve yorucu bir çalışma göze alınmalıdır. Aksi taktirde yapacağınız bir milimlik bir hata.., burada söylemesi zor ama bunun bedelini hayatınızla dahi ödeyebilirsiniz. Bizden söylemesi.
Kadın sözlüğü adlı çalışmamız kadınlar dünyasının karanlık odalarına anahtar deliğinden bakmak gibidir. Biz ancak o karanlıkta gördüğümüz gölgeleri uzun uzun inceleyerek ve yorumlayarak birtakım çıkarsamalar yaptık. Elbette bazı yerlerde yanılma olasılığımız kuvvetle muhtemeldir. Fakat oda oldukça karanlıktı. Ve bu karanlıkta ne gördüysek onu yazdık. Fakat şunu söylemeliyiz ki, bir başkası bizden çok daha fazla şey görmemiştir. Bu başarımızı gayet sinsice bir çalışmaya borçluyuz. Çünkü kadınlar eğer onları izlediğimizi fark etselerdi toparlanıp rol yapacaklardı her zamanki gibi. İnanmayın siz onları çok iyi tanıdığını anlatan kitaplara. Hiçbir iler tutar yanı yoktur. Biz de zaten bu yüzden açıkça yanılabileceğimizi itiraf ediyoruz baştan. Peki neden tanımak zordur onları. İşte onu bu çalışma sırasında gördük. Çünkü onlar renk renk ve çeşit çeşittir. Kadınlar, büyük bir şairin dediği gibi bir baharatçı dükkanına benzerler. Orası renk renk çeşit çeşittir. Yalnızca burnunuza gelen bir koku için dahi birkaç ciltlik bir eser yazılabilir. Kaldı ki, bizim şu küçük çalışmamız bunların yanında hiçbir şeydir. Her bir kadın on iki ciltlik bir ansiklopediye ancak sığar kanısındayız. Söylediğimiz gibi bizimkisi, anahtar deliğinden sinsice bir bakıştır. Fakat yine de ciddiyetle okumanızı öneririz bu kitabı. Kristof Kolombu ve Amerikanın keşfini anlatan 1492 diye bir film vardır bilirsiniz. Bu filmde bir sahne hayli ilginçtir. Kolomb, elinde pergeller ve cetvellerle geminin rotası için çalı... tümünü göster