Ben, bu kitabı önce kendim için yazdım. Sonra ülkem için, insanlarımız için yazdım. Vatanı için 2. kez çağırıldığı askerlik görevindeyken; terhisine 9 gün kala, o gün ölen 22 asker arkadaşıyla birlikte, K.Maraş´ın Elbistan İlçesinin bir köyünde ulu bir ağacın altına defnedilen Mustafa Dedem için yazdım. Sekiz öksüzü ile dul kalan, onlara hem analık, hem babalık yapmayı başarabilen GÖKEBE ´m için yazdım. Son nefesine kadar, iyi insan, düzgün insan, güzel insan olmamız için çırpınan her hakkımı helal ettiğim babam için yazdım. Köye okuma-yazma kursu geldiği halde; Körüğü kim çekecek? diyerek anamı kursa göndermeyen Demirci A.Kadir Dedem için yazdım. Okuma-yazma bilseydim, sizlere daha farklı analık yapardım!diye ömrünce hayıflanmış, küçücük yüreğinde koskoca ukdeler bırakarak öteki dünyaya göçmüş Anam için yazdım. Sekiz kızının hepsini de günahtır diyerek okula göndermeyen Hacı (!) Sefer´ler için yazdım. 8-10 saatini kahvehanede oyunla geçirip, günde 5 dakikasını bir şeyler okumaya veya beyin jimnastiğine ayıramayan zavallılarım için yazdım. Ben, bu kitabı; Çoluk-çocuğuna iki lokma bir şeyler götürebilmek umuduyla ömrünü çöp bidonlarını karıştırmakla geçirmiş analar için yazdım. Başkasından bir şey istemeyi gururuna yediremeyip, açlıktan odasında ölü bulunan insanlar için yazdım. Aldığı silahı ilk önce telefon direklerinin fincanlarında ve trafik levhalarında deneyen magandalarımız için yazdım. Kendisine acıdığımız, üzüldüğümüz için eteğine Kavurga koyduğumuz, şeyimi yaktı diye döküveren öksüzlerimiz için yazdım. Ülkeyi iyi yönettiklerini söyleyip, insanlarımızı bu hallere düşüren yöneticiler için yazdım. Verdiği oyla başta kendisine, ülkesine ve insanına bu kadar zarar vermeyi başarabilmiş (!) seçmenlerim için yazdım. Kendisini ve ülkesini deneme tahtası zannedip; son 5 dönemdir her defasında değişik partileri deneyen insanlarımız için yazdım. Rahmetlinin kemikleri sızlamasın diye rahmetlinin tuttuğu partiye oy veren insanlarım için yazdım. ...
Ben, bu kitabı önce kendim için yazdım. Sonra ülkem için, insanlarımız için yazdım. Vatanı için 2. kez çağırıldığı askerlik görevindeyken; terhisine 9 gün kala, o gün ölen 22 asker arkadaşıyla birlikte, K.Maraş´ın Elbistan İlçesinin bir köyünde ulu bir ağacın altına defnedilen Mustafa Dedem için yazdım. Sekiz öksüzü ile dul kalan, onlara hem analık, hem babalık yapmayı başarabilen GÖKEBE ´m için yazdım. Son nefesine kadar, iyi insan, düzgün insan, güzel insan olmamız için çırpınan her hakkımı helal ettiğim babam için yazdım. Köye okuma-yazma kursu geldiği halde; Körüğü kim çekecek? diyerek anamı kursa göndermeyen Demirci A.Kadir Dedem için yazdım. Okuma-yazma bilseydim, sizlere daha farklı analık yapardım!diye ömrünce hayıflanmış, küçücük yüreğinde koskoca ukdeler bırakarak öteki dünyaya göçmüş Anam için yazdım. Sekiz kızının hepsini de günahtır diyerek okula göndermeyen Hacı (!) Sefer´ler için yazdım. 8-10 saatini kahvehanede oyunla geçirip, günde 5 dakikasını bir şeyler okumaya veya beyin jimnastiğine ayıramayan zavallılarım için yazdım. Ben, bu kitabı; Çoluk-çocuğuna iki lokma bir şeyler götürebilmek umuduyla ömrünü çöp bidonlarını karıştırmakla geçirmiş analar için yazdım. Başkasından bir şey istemeyi gururuna yediremeyip, açlıktan odasında ölü bulunan insanlar için yazdım. Aldığı silahı ilk önce telefon direklerinin fincanlarında ve trafik levhalarında deneyen magandalarımız için yazdım. Kendisine acıdığımız, üzüldüğümüz için eteğine Kavurga koyduğumuz, şeyimi yaktı diye... tümünü göster