Elinizdeki bu kitap, hem gelişmekte olan ülkelere ilişkin kuramsal bir katkı yapmak hem de Türk hukuk mesleğinin genel özelliklerini sergilemek amacı ile ortaya çıktı. Kitabın temel varsayımı ise, profesyonel grupların, sadece sanayileşmiş Batı ülkelerine özgü olmadığı, gelişmekte olan ülkelerde de benzer oluşumların gözlenebileceğidir. Gelişmekte olan ülkeler, Batı ülkelerinin sanayileşme sürecinde geçtiği aşamaların hepsinden sırasıyla geçmek zorunda değildirler. Dolayısıyla, sanayileşme sürecinde, bilgisine ihtiyaç duyulan uzmanlar, tarihsel gelişim içerisinde farklı ülkelerde farklı aşamalarda ortaya çıkmışlardır. Günümüz Türkiyesinde, yerleşik gruplar olarak tanımlanan hekimlerin ve hukukçuların profesyonelleşmiş olduklarını en basit gözlemlerle dahi görmek mümkündür. Örneğin, hem Türk hekimlerinin hem de Türk hukukçularının mesleksel örgütlenmelerini tamamlamış oldukları söylenebilir. Rastgele seçilebilecek günlük bir gazetede bu meslek örgütlerinin yöneticilerin yaptığı siyasal nitelikle bir çok açıklama vardır. Bu gösteriyor ki, hem hekimler hepi de hukukçular ülke yönetimde söz sahibi olmak istemektedirler. Ayrıca, hem hukuk sorunları hem de sağlık sorunları söz konusu profesyonellerce çözülmektedir. O halde, ülkemizde profesyonel grup-larınvarlığı tartışılamıyacak kadar açık toplumsal bir olgudur.Bu kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır, ilk bölümde, Batı kuramcılarının profesyonel mesleklere ilişkin yaklaşımları incelenecektir, ikinci bölümde ise, avukatlarla yapılan mülakat ve anket sonuçlarından hareket ederek, Türk hukuk mesleğinin genel özellikleri sergilenecektir. Özellikle bu bölümde sadece betimsel düzeyde kalmayıp, Türk hukuk sisteminin sorunları ve çözüm önerileri gündeme gelecektir. Zaman zaman diğer profesyonel gruplara da atıflarda bulunarak ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlardan nasıl etkilendiklerini açıklanmaya çalışılacaktır.Profesyonel Mesleklere İlişkin Kuramlar Geçtiğimiz yüzyılda Fransız düşünürü Emile
Elinizdeki bu kitap, hem gelişmekte olan ülkelere ilişkin kuramsal bir katkı yapmak hem de Türk hukuk mesleğinin genel özelliklerini sergilemek amacı ile ortaya çıktı. Kitabın temel varsayımı ise, profesyonel grupların, sadece sanayileşmiş Batı ülkelerine özgü olmadığı, gelişmekte olan ülkelerde de benzer oluşumların gözlenebileceğidir. Gelişmekte olan ülkeler, Batı ülkelerinin sanayileşme sürecinde geçtiği aşamaların hepsinden sırasıyla geçmek zorunda değildirler. Dolayısıyla, sanayileşme sürecinde, bilgisine ihtiyaç duyulan uzmanlar, tarihsel gelişim içerisinde farklı ülkelerde farklı aşamalarda ortaya çıkmışlardır. Günümüz Türkiyesinde, yerleşik gruplar olarak tanımlanan hekimlerin ve hukukçuların profesyonelleşmiş olduklarını en basit gözlemlerle dahi görmek mümkündür. Örneğin, hem Türk hekimlerinin hem de Türk hukukçularının mesleksel örgütlenmelerini tamamlamış oldukları söylenebilir. Rastgele seçilebilecek günlük bir gazetede bu meslek örgütlerinin yöneticilerin yaptığı siyasal nitelikle bir çok açıklama vardır. Bu gösteriyor ki, hem hekimler hepi de hukukçular ülke yönetimde söz sahibi olmak istemektedirler. Ayrıca, hem hukuk sorunları hem de sağlık sorunları söz konusu profesyonellerce çözülmektedir. O halde, ülkemizde profesyonel grup-larınvarlığı tartışılamıyacak kadar açık toplumsal bir olgudur.Bu kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır, ilk bölümde, Batı kuramcılarının profesyonel mesleklere ilişkin yaklaşımları incelenecektir, ikinci bölümde ise, avukatlarla yapıla... tümünü göster