Çağdaş Türk felsefi düşüncesinin sosyo-politik sorunların derindenyaşandığı bir ortamda ortaya çıkıp gelişmek zorunda kalması, Türkiyedefelsefenin bir talihsizliği olagelmiştir. Türk düşüncesinin gelişim sürecindeaşamadığı ve kısaca pragmatik olma olarak nitelenen bu özellik, felsefenindünya görüşü olarak algılandığı bir tutumun yerleşmesine yol açmıştır.İkinci Meşrutiyet döneminde felsefenin dünya görüşü olarak algılanmasıve hatta felsefeyi bu çerçevede işe koşmak tutumu, Batılılaşma sürecininivme kazandığı Cumhuriyet döneminde yeni boyutlar kazanarak sürmüştür
Çağdaş Türk felsefi düşüncesinin sosyo-politik sorunların derindenyaşandığı bir ortamda ortaya çıkıp gelişmek zorunda kalması, Türkiyedefelsefenin bir talihsizliği olagelmiştir. Türk düşüncesinin gelişim sürecindeaşamadığı ve kısaca pragmatik olma olarak nitelenen bu özellik, felsefenindünya görüşü olarak algılandığı bir tutumun yerleşmesine yol açmıştır.İkinci Meşrutiyet döneminde felsefenin dünya görüşü olarak algılanmasıve hatta felsefeyi bu çerçevede işe koşmak tutumu, Batılılaşma sürecininivme kazandığı Cumhuriyet döneminde yeni boyutlar kazanarak sürmüştür