Türkiyedeki Tarihsel Adlar üzerine araştırma yapmak, Türkiyenin tarihi üzerine araştırma yapmağa benzer. Gidebileceğiniz genişliğin, inebileceğiniz derinliğin sonu yoktur. Bu yüzden, kitabın yeni basımının daha kapsamlı, daha derinlere inmiş olarak yapılması için, ilk basımın hemen sonrasında başladığım çalışma, pek çok yeni bilgi edinmeme, yeni bağlantılar kurabilmeme-örneğin, ilk basımda, yeri saptanamamıştır dediğim Mesylanın lokalizasyonunu en kesin güvenle, Akdağ Madeni kuzeybatı yakınındaki Muşalim Kaleye yapabilmeme ve hatta Muşalim adının aslının, Kappadokia dilinden Mesula (Hellen yazımında Mesyla) kök sözcüğüne, insanı, halkı anlamlarındaki takının (umna, uma, ima) eklenmesiyle türetildiğini görebilmeme olanak vermiş bulunmasına rağmen, henüz, tamamlanmış olmanın çok uzağındadır. Özellikle şu nedenle ki, birinci basımda, ilke olarak, sadece tarihsel belgelerde, tarih kitaplarında anılmış adları ele almış, incelemenin kapsamını böylece sınırlamış iken genişletilmiş yeni basımda, kent, kasaba, köy, dağ, dere vb. adı olarak günümüzde kullanıldığı halde günümüzün Türkiye Türkçesinde anlamı bulunmayan adların; hatta, yakın zamana kadar veya bir zamanlar kullanılan bu türden adların tümünü, elimden geldiğince saptamak ve inceleme kapsamına almak amacını gütmekteyim. Yeni basımda, TTA kitabı, ilk basımdakinin üç katına eşit hacim içerecektir sanıyorum. Böyle bir çalışmanın tamamlanması, hayli uzun zamana gereksinme göstermektedir.
Türkiyedeki Tarihsel Adlar üzerine araştırma yapmak, Türkiyenin tarihi üzerine araştırma yapmağa benzer. Gidebileceğiniz genişliğin, inebileceğiniz derinliğin sonu yoktur. Bu yüzden, kitabın yeni basımının daha kapsamlı, daha derinlere inmiş olarak yapılması için, ilk basımın hemen sonrasında başladığım çalışma, pek çok yeni bilgi edinmeme, yeni bağlantılar kurabilmeme-örneğin, ilk basımda, yeri saptanamamıştır dediğim Mesylanın lokalizasyonunu en kesin güvenle, Akdağ Madeni kuzeybatı yakınındaki Muşalim Kaleye yapabilmeme ve hatta Muşalim adının aslının, Kappadokia dilinden Mesula (Hellen yazımında Mesyla) kök sözcüğüne, insanı, halkı anlamlarındaki takının (umna, uma, ima) eklenmesiyle türetildiğini görebilmeme olanak vermiş bulunmasına rağmen, henüz, tamamlanmış olmanın çok uzağındadır. Özellikle şu nedenle ki, birinci basımda, ilke olarak, sadece tarihsel belgelerde, tarih kitaplarında anılmış adları ele almış, incelemenin kapsamını böylece sınırlamış iken genişletilmiş yeni basımda, kent, kasaba, köy, dağ, dere vb. adı olarak günümüzde kullanıldığı halde günümüzün Türkiye Türkçesinde anlamı bulunmayan adların; hatta, yakın zamana kadar veya bir zamanlar kullanılan bu türden adların tümünü, elimden geldiğince saptamak ve inceleme kapsamına almak amacını gütmekteyim. Yeni basımda, TTA kitabı, ilk basımdakinin üç katına eşit hacim içerecektir sanıyorum. Böyle bir çalışmanın tamamlanması, hayli uzun zamana gereksinme göstermektedir.