Tarihçi Albert Sorel, Doğu sorunu Türklerin Avrupaya girmeleriyle başlamıştır demişti; buna o tarihten itibaren Türkleri Avrupadan atmak için planlar yapılmış, hatta girişimler olmuştur sözleri de eklenebilir. Hıristiyan güçler, altı yüzyıldır Osmanlı Devletine değişik saldırılar düzenliyorlar. Parçalanması yüzyıllardır planlanan, çeşitli iç ve dış güçlüklere rağmen son zamanlara kadar direnebilen başka bir devlete rastlamak mümkün değil. Osmanlı Devletinin sonunun geldiği çok söylenmiştir, ancak Osmanlılar her seferinde ya kendi güçleriyle ya da beklenmedik yardımlar alarak ayağa kalkabilmişlerdir. Bu nedenle, 1912 yılında Balkan Savaşı başladığında, Türkiyenin çabuk ve mutlak bir yenilgiye uğraması beklenmiyordu; aksine Türkiyeye karşı birleşenlerin eylemleri tedbirsizlik sayılıyor ve bu ülkelerin gerektiğinde nasıl korunabileceğinin hesapları yapılıyordu. ister belirli dönemlerin incelenmesi biçiminde olsun, ister genel çerçeve içinde düşünülsün, ya da Boğazlar gibi özel durumların araştırılması için olsun, Doğu Sorunu çok sayıda araştırmanın konusunu oluşturmuştur. Bu araştırmalarda bazı politikacıların, hatta bazı hükümdarların projelerinden söz edilmiş, ancak çeşitli taslaklar bir araya getirilip, bir bütün halinde, karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. Öğrencim olmasıyla övünç duyduğum saygın bir diplomat, Türkiyenin paylaşılmasına, Osmanlı imparatorluğunun Avrupadan adeta tamamen yok olmasına tanık olduğumuz şu sırada, bu paylaşmaya ilişkin projelerin bir envanterinin yapılmasının ilgi çekici olabileceğini düşünmüştür. Romanyalı diplomat olan Mösyö Djuvara bu çalışmasını eski hocasına göndermiş ve önsözünü yazmasını istemiştir. Ben de bu görevi sevinerek kabul ettim. Osmanlı Devletinin paylaşılması ile ilgili taslakların okunması hem eğlendirici, hem de öğretici; ben bu araştırmadan alınması gereken dersleri belirtmeye çalışacağım. Önce Kutsal Toprakların ele geçirilmesi ile ilgili, Haçlıların devamı sayılabilecek tasla
Tarihçi Albert Sorel, Doğu sorunu Türklerin Avrupaya girmeleriyle başlamıştır demişti; buna o tarihten itibaren Türkleri Avrupadan atmak için planlar yapılmış, hatta girişimler olmuştur sözleri de eklenebilir. Hıristiyan güçler, altı yüzyıldır Osmanlı Devletine değişik saldırılar düzenliyorlar. Parçalanması yüzyıllardır planlanan, çeşitli iç ve dış güçlüklere rağmen son zamanlara kadar direnebilen başka bir devlete rastlamak mümkün değil. Osmanlı Devletinin sonunun geldiği çok söylenmiştir, ancak Osmanlılar her seferinde ya kendi güçleriyle ya da beklenmedik yardımlar alarak ayağa kalkabilmişlerdir. Bu nedenle, 1912 yılında Balkan Savaşı başladığında, Türkiyenin çabuk ve mutlak bir yenilgiye uğraması beklenmiyordu; aksine Türkiyeye karşı birleşenlerin eylemleri tedbirsizlik sayılıyor ve bu ülkelerin gerektiğinde nasıl korunabileceğinin hesapları yapılıyordu. ister belirli dönemlerin incelenmesi biçiminde olsun, ister genel çerçeve içinde düşünülsün, ya da Boğazlar gibi özel durumların araştırılması için olsun, Doğu Sorunu çok sayıda araştırmanın konusunu oluşturmuştur. Bu araştırmalarda bazı politikacıların, hatta bazı hükümdarların projelerinden söz edilmiş, ancak çeşitli taslaklar bir araya getirilip, bir bütün halinde, karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. Öğrencim olmasıyla övünç duyduğum saygın bir diplomat, Türkiyenin paylaşılmasına, Osmanlı imparatorluğunun Avrupadan adeta tamamen yok olmasına tanık olduğumuz şu sırada, bu paylaşmaya ilişkin projelerin bir envanterin... tümünü göster