Şevket Devrim’den çok iyi bir ilk çıkış romanı: Tutsak. 24 Haziran 1981 Sabah saat: 05.00 sıraları Apartmanın içerisinde merdivenleri hızlı hızlı adımlarla aşan grup, siyah renkli çelik kapının önüne doğru usulca yanaştı. Sessizliği bozan güçlü bir ses, apartmanın koridorunda yankılanmaya başladı. "Polis! Aç kapıyı, aç kapıyı, polis." Kısa süren bekleme. Eller,çelik kapıyı dövmekle meşgul. Ardından aynı sesin sahibinden "Kırın kapıyı." talimatı. Silahlar dolu, eller tetikte. Kalın bot sesleri ile etrafa savrulan ışık huzmeleri. Evin çelik kapısı üçüncü kez vurulan koçbaşı darbesinin ardından atılan tekme sonunda kırılmıştı. Kırılan kapıdan neredeyse küçük bir ordu içeriye girdi. Sese uyanıp da korku içerisinde kapıya doğru gelen adamasilahlar doğrultulmuş, "Yat yere, yat yere." komutları sıralanıyordu. Aynı talimatlar, şimdi de diğer oda içerisinde bulunan bayan için söyleniyordu. Onu da kısa süren çabanın ardından hemencecik yere serdiler. Polislerin ellerindeki fener, yerde boylu boyuna yatan adamın yüzüne tutuldu. Bir yandan da seri bir şekilde eller kelepçeleniyordu. "Selim sen misin?" Siyah kirli botların altındaki ağızdan zor bela çıkan bir ses; "Ee evet, noluyor?" Tamamlayıcı söz. "Alın bunu, gidiyoruz." Mahkeme Karar Anı ... Sanık Selim Umutlu'nun üzerine atılı suçtan tutuklanmasına karar verildi.
Şevket Devrim’den çok iyi bir ilk çıkış romanı: Tutsak. 24 Haziran 1981 Sabah saat: 05.00 sıraları Apartmanın içerisinde merdivenleri hızlı hızlı adımlarla aşan grup, siyah renkli çelik kapının önüne doğru usulca yanaştı. Sessizliği bozan güçlü bir ses, apartmanın koridorunda yankılanmaya başladı. "Polis! Aç kapıyı, aç kapıyı, polis." Kısa süren bekleme. Eller,çelik kapıyı dövmekle meşgul. Ardından aynı sesin sahibinden "Kırın kapıyı." talimatı. Silahlar dolu, eller tetikte. Kalın bot sesleri ile etrafa savrulan ışık huzmeleri. Evin çelik kapısı üçüncü kez vurulan koçbaşı darbesinin ardından atılan tekme sonunda kırılmıştı. Kırılan kapıdan neredeyse küçük bir ordu içeriye girdi. Sese uyanıp da korku içerisinde kapıya doğru gelen adamasilahlar doğrultulmuş, "Yat yere, yat yere." komutları sıralanıyordu. Aynı talimatlar, şimdi de diğer oda içerisinde bulunan bayan için söyleniyordu. Onu da kısa süren çabanın ardından hemencecik yere serdiler. Polislerin ellerindeki fener, yerde boylu boyuna yatan adamın yüzüne tutuldu. Bir yandan da seri bir şekilde eller kelepçeleniyordu. "Selim sen misin?" Siyah kirli botların altındaki ağızdan zor bela çıkan bir ses; "Ee evet, noluyor?" Tamamlayıcı söz. "Alın bunu, gidiyoruz." Mahkeme Karar Anı ... Sanık Selim Umutlu'nun üzerine atılı suçtan tutuklanmasına karar verildi.
Ciltsiz, 264 sayfa
2013 tarihinde, Profil Yayıncılık tarafından yayınlandı