Yaşamının son on yılını Pariste geçiren Yugoslav yazar Danilo KiË (1935- 1989), büyük bir üslupçudur. Yapıtlarında, kimi zaman özyaşamöyküsel, kimi zaman kurgu-belge türünde anlatılar aracılığıyla, çağımızın en önemli temalarını işlemiştir. Özellikle de, ister Nazi, ister komünist olsun, toplumlardaki totaliter baskı teması üstünde durmuştur. Okurlarımızın, daha önce Bahçe, Küller adlı kitabıyla tanıdığı Danilo KiËten bu kez bir öykü derlemesi sunuyoruz. Bu öyküleri birbirine bağlayan temel bağ, edebiyatın en gözde temalarından ikisi olan ölüm ve yazıdır. Ölüm karşımıza, alegorik bir rastlantı ya da istemli, simgesel bir edim olarak çıkar. Yazı da ölümün mutlak yardakçısı, yaşamı ölümden sonra sürdürebilecek tek öğe olur.
Yaşamının son on yılını Pariste geçiren Yugoslav yazar Danilo KiË (1935- 1989), büyük bir üslupçudur. Yapıtlarında, kimi zaman özyaşamöyküsel, kimi zaman kurgu-belge türünde anlatılar aracılığıyla, çağımızın en önemli temalarını işlemiştir. Özellikle de, ister Nazi, ister komünist olsun, toplumlardaki totaliter baskı teması üstünde durmuştur. Okurlarımızın, daha önce Bahçe, Küller adlı kitabıyla tanıdığı Danilo KiËten bu kez bir öykü derlemesi sunuyoruz. Bu öyküleri birbirine bağlayan temel bağ, edebiyatın en gözde temalarından ikisi olan ölüm ve yazıdır. Ölüm karşımıza, alegorik bir rastlantı ya da istemli, simgesel bir edim olarak çıkar. Yazı da ölümün mutlak yardakçısı, yaşamı ölümden sonra sürdürebilecek tek öğe olur.
107 sayfa