Sonra güneş doğdu ve ben kalktım yürüdüm. Güneş gökyüzünde, ama öyle uzak, öyle uzak; ve yeryüzüne lâkayd; gölgesiz badem ağacı dibinden geçerken ince bir dal kopardım -ne bir serçe uçtu, ne bir yaprak yalpa vurdu boşlukta; ama ben, omuzumda badem dalı, dalın ucunda torbam, yalın ayaklarımla yalçın bayırları tırmandım, kuru dereleri geçtim; gölgesiz çöllerde kıskıvrak yakalandığım anlarda torbamı ayağım dibine indirip badem dalının ucuyla sıcak kumların yüzüne usumda biçimlendirdiğim yaşamın resmini çizmeye çalıştım -bir kez, beş kez, yüz kez çizdim- ama kumların yüzüne çizdiğim resimlerin hiç birisi kafam içindekine benzemedi ve atıp torbamı gene omuzuma yürüdüm yürüdüm yürüdüm...
Sonra güneş doğdu ve ben kalktım yürüdüm. Güneş gökyüzünde, ama öyle uzak, öyle uzak; ve yeryüzüne lâkayd; gölgesiz badem ağacı dibinden geçerken ince bir dal kopardım -ne bir serçe uçtu, ne bir yaprak yalpa vurdu boşlukta; ama ben, omuzumda badem dalı, dalın ucunda torbam, yalın ayaklarımla yalçın bayırları tırmandım, kuru dereleri geçtim; gölgesiz çöllerde kıskıvrak yakalandığım anlarda torbamı ayağım dibine indirip badem dalının ucuyla sıcak kumların yüzüne usumda biçimlendirdiğim yaşamın resmini çizmeye çalıştım -bir kez, beş kez, yüz kez çizdim- ama kumların yüzüne çizdiğim resimlerin hiç birisi kafam içindekine benzemedi ve atıp torbamı gene omuzuma yürüdüm yürüdüm yürüdüm...
Karton Cilt, 168 sayfa
1997 tarihinde, Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı