Osmanlı ile başlayan Batılılaşma süreci, aynı zamanda ülkemizin bir yarı sömürgeye dönüşmesinin de tarihidir. Ne yazık ki, bu tarih içinde Atatürk Dönemi sadece bir parantezdir. Osmanlıdan beri, platonik bir Demokrasi ve Hürriyet sevdasının sarhoşluğu içinde olan aydınlarımız ne yazık ki bu gerçeği görememişlerdir. Türkiye, Atatürkün ölümünden sonra ülke yönetimine gelen iktidarların Küçük Amerika olmak, Avrupa Birliğine girmek sevdaları yüzünden, bugün her bakımdan emperyalist güçlerin kontrolü altına girmiş bulunmaktadır.Ülkemizi soktukları bu tek yönlü yolun Sevrden başka çıkışı yoktur.Bugün karşı karşıya bulunduğumuz durum, bütün milli güçlerin Kuvayı Milliye Ruhuyla bir Milli Cephede birleşmelerini zorunlu kılmaktadır.
Osmanlı ile başlayan Batılılaşma süreci, aynı zamanda ülkemizin bir yarı sömürgeye dönüşmesinin de tarihidir. Ne yazık ki, bu tarih içinde Atatürk Dönemi sadece bir parantezdir. Osmanlıdan beri, platonik bir Demokrasi ve Hürriyet sevdasının sarhoşluğu içinde olan aydınlarımız ne yazık ki bu gerçeği görememişlerdir. Türkiye, Atatürkün ölümünden sonra ülke yönetimine gelen iktidarların Küçük Amerika olmak, Avrupa Birliğine girmek sevdaları yüzünden, bugün her bakımdan emperyalist güçlerin kontrolü altına girmiş bulunmaktadır.Ülkemizi soktukları bu tek yönlü yolun Sevrden başka çıkışı yoktur.Bugün karşı karşıya bulunduğumuz durum, bütün milli güçlerin Kuvayı Milliye Ruhuyla bir Milli Cephede birleşmelerini zorunlu kılmaktadır.
672 sayfa