Yüreğim çarpıyor hızlı hızlı... Prototipin ilk belirtisi olmasın bu sakın? Amblemin bu gövdeye ne zaman çizilmiş olduğuna bağlı.... Massart a işaret edip fırlıyorum. Tarr la birlikte hemen yetişiyorlar. - Bakın...- Uzay Muhafızlarının amblemi bu.Yakından inceleyince boynum bükülüyor:- Ne yazık ki çok yeni... Sanki daha dün çizilmiş...Hattâ belki de Gelma çizmiştir bunu. Yeniden çarpmaya başlıyor yüreğim. Tarr yanıbaşımda birden kaskatı kesiliyor... Hemen sonra Massart... Düşünmeye kalmadan ben de katılaşıyorum... .
Yüreğim çarpıyor hızlı hızlı... Prototipin ilk belirtisi olmasın bu sakın? Amblemin bu gövdeye ne zaman çizilmiş olduğuna bağlı.... Massart a işaret edip fırlıyorum. Tarr la birlikte hemen yetişiyorlar. - Bakın...- Uzay Muhafızlarının amblemi bu.Yakından inceleyince boynum bükülüyor:- Ne yazık ki çok yeni... Sanki daha dün çizilmiş...Hattâ belki de Gelma çizmiştir bunu. Yeniden çarpmaya başlıyor yüreğim. Tarr yanıbaşımda birden kaskatı kesiliyor... Hemen sonra Massart... Düşünmeye kalmadan ben de katılaşıyorum... .
Hiç bir heyecan barındırmayan ama çok da sıkmayan bir kitap; lakin çevirisi harika: Atilla Tokatlı harika bir iş çıkarmış. 1983 tarihli çeviride şimdiki ifadelerden farklı ifadeler kullanıldığı için zaman zaman gülümsetiyor. Mesela şimdilerde "mutant" olarak kullandığımız sözcüğe "mütan" demiş Atilla bey ve güzel de uymuş.
O dönem 15 günde bir yayınlanan Baskan Kurgu - Bilim dizisinin kitaplarından biri olan "Tora"da ne çeviri ne de edisyon bakımından hiçbir sorun yok.
Kitabın konusu basit: İki dünyalı, kayıp bir savaş aracının prototipini bulmaları için Dünya hükümeti tarafından Tora gezegenine yollanırlar. Görevlerini yerine getirirken bunu Tora'daki ilkel kabilelerden ve Tora halkından gizlemelidirler çünkü herkes Dünya hükümetine diş bilemektedir. Tabi işler umulduğu gibi olmaz. İşin içine siyasi meseleler girer. Yalanlar ve aldatmacalar her yerdedir.
Bunlar olurken anlatıcı, bize bazı ileri teknolojilerden bahseder, Tora'nın ilginç canlılarını tasvir eder ama bunların hiçbiri okurun ilgisini yeterince çekmez. Hele okuyucu bilimkurgu edebiyatına aşina ise Peter Randa'nın sunduğu teknoloji, bilim ve başka dünyalar ona pek ilginç gelmeyecektir.
Yine de yazarın sıcak, insani bir üslubu olduğunu söylemek gerek. Tabi bu üslubun sıcaklığında çevirmenin etkisi de çok büyük.
Son olarak ana karakterin, ileri teknolojiyle üretilmiş yiyecekler yemesine rağmen içtiği sigaraların teknolojiden nasibini almaması bana garip ve komik geldi.
Özetle: Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz.
Alıntılar:
"Ve insanlar, ister kabile olsun, ister halk; kendi kendilerini yönetmek istedikleri andan itibaren, sadece egoizmi besleyen ve dış görünüşten başka bir şeye saygı duymayan yasaların zulmüyle başbaşa kalıyorlar." (s. 29)
"Dünya üzerinde büyük kargaşa, birtakım milletler yeryüzünü fethetmek için değil de yenik halkları 'özgürlüğe kavuşturmak' için savaşa girdiği zaman başladı." (s. 125)
147 sayfa
1983 tarihinde, Baskan tarafından yayınlandı