İktisat ve finans tarihçileri, tarihin değişik dönemlerinde pek çok spekülatif balonun şiştiğine dikkat çekerler. Bu çeşitlilik lale soğanlarından borçlanma piyasalarına, değerli madenlerden hisse senetlerine, tarım mallarından biriktirilebilir metalara kadar çok geniş bir spektruma yayılır.
Yüzyıllardır yükselen dalganın hiç değişmeyen tek bir spekülatif unsuru var; o da paranın kendisi. Bugüne kadar hep gözden kaçan asıl spekülatif unsur bu. Tarihin farklı dönemlerinde şu veya bu “yatırım enstrümanı” değerlendi ya da çöktü. Ancak bir tek spekülatif unsur hiç değişmeden hep gündemde kaldı: Para. Herkes onu kontrol etmek istedi. Herkes ona sahip olmak istedi. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, artık devletler neredeyse asli işlevlerini terk edip parasal sistemleri çevirme rolünü üstlenen aygıtlara dönüştü. Artık ne çevresel faktörlerin önemi kaldı, ne enerji kaynaklarının, ne hayvancılığın, ne tarımın, ne de insan yaşamının sürdürülebilir olmasının. Sürdürülebilir olması arzulanan tek bir şey var bugün: Para-kredi sisteminin devamlılığı.
Bunun adı mülksüzleşmedir.
Bir yol ayrımına yaklaşıyoruz. Seçeceğimiz yol bizi ya yıldızlara götürecek, ya da aynı döngüler içinde her yaptığımızı yeniden yıkarak bu dünyaya hapsolacağız.
Bu kitapta yer alan makaleler 2004′le 2014 arasındaki on yıllık dönemde yazılmış, Geçmişe ve Geleceğe Sosyonomik Bakış serisinin ikinci cildini oluşturmak üzere yeniden gözden geçirilerek konu başlıklarına göre derlenmiştir.
İktisat ve finans tarihçileri, tarihin değişik dönemlerinde pek çok spekülatif balonun şiştiğine dikkat çekerler. Bu çeşitlilik lale soğanlarından borçlanma piyasalarına, değerli madenlerden hisse senetlerine, tarım mallarından biriktirilebilir metalara kadar çok geniş bir spektruma yayılır.
Yüzyıllardır yükselen dalganın hiç değişmeyen tek bir spekülatif unsuru var; o da paranın kendisi. Bugüne kadar hep gözden kaçan asıl spekülatif unsur bu. Tarihin farklı dönemlerinde şu veya bu “yatırım enstrümanı” değerlendi ya da çöktü. Ancak bir tek spekülatif unsur hiç değişmeden hep gündemde kaldı: Para. Herkes onu kontrol etmek istedi. Herkes ona sahip olmak istedi. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, artık devletler neredeyse asli işlevlerini terk edip parasal sistemleri çevirme rolünü üstlenen aygıtlara dönüştü. Artık ne çevresel faktörlerin önemi kaldı, ne enerji kaynaklarının, ne hayvancılığın, ne tarımın, ne de insan yaşamının sürdürülebilir olmasının. Sürdürülebilir olması arzulanan tek bir şey var bugün: Para-kredi sisteminin devamlılığı.
Bunun adı mülksüzleşmedir.
Bir yol ayrımına yaklaşıyoruz. Seçeceğimiz yol bizi ya yıldızlara götürecek, ya da aynı döngüler içinde her yaptığımızı yeniden yıkarak bu dünyaya hapsolacağız.
Bu kitapta yer alan makaleler 2004′le 2014 arasındaki on yıllık dönemde yazılmış, Geçmişe ve Geleceğe Sosyonomik Bakış serisinin ikinci cildini oluşturmak üzere yeniden gözden geçirilerek konu başlıklarına göre derlenmiştir.
Tuncer Şengöz'ün son kitabı, serinin (şimdiye kadar) en iyisi... Uzun araştırmalar, büyük bir emek, muhteşem bir özen, tabii ki çok değerli yeni okuma listeleriyle oluşturulmuş geçmişten geleceğe bakış yazılarını mutlaka okumak gerekli...
Leonardo'nun Robotu geçmişle günümüz arasındaki sosyonomik ilişkilere daha fazla yer verirken, Varyemez Amca Kültü yaşadığımız döneme odaklanıyor. Tuncer Şengöz, yaşadığımız döneme, farklı coğrafyalardaki değişimlere olan tanıklıklarımızı sosyonomik bakış açısıyla ele alıyor, okurunun bakış açısını değiştirmeye, yakın plandan bakıştan uzaklaştırmaya çalışıyor.
Çok da iyi yapıyor! Böylece, "nereden nereye geldik..!" gibi hayıflanmalardan uzaklaşıp, tarihin tozlu yollarından bugüne bakıyor, insanlığın sahip olduğu birikimin neresinde olduğumuzu kavramaya çalışıyoruz. Böylece, muhtemel yolculuklarımızı hayal edebilir hale geliyoruz.
Tuncer Şengöz'ün kitapları kitaplığınızın kolay erişilir bir yerinde olmalı. Zaman zaman dönüp okunmalı, "küresel köyümüzde" yaşanan gelişmelerle, yazarın projeksiyonları karşılaştırılmalı.
Karton Cilt, 271 sayfa
Haziran2014 tarihinde, Cinius Yayınları tarafından yayınlandı