Maliye disiplinin önemli bir alt dalı olan vergi hukuku, sınırsız beklentilere sahip olan kişiler ile bunları bir teşkilat altında birleştiren ve siyasi bir oluşum sayılan devlet arasında meydana gelen iktisadi nitelikli bir alışverişin hukuki temellerini şekillendirmektedir. Bu ilişkide, devletin cebren alacaklı olması ve kişilerin ise mükellef olma vasfı ile bu siyasi teşkilata borçlu kalması vergi kavramı dâhilinde birçok sorunun meydana gelmesine sebep olmaktadır. Verginin kavramsal açılımında yatan cebrilik, karşılıksızlık gibi tanımlamaların genel olarak ortaya çıkardığı ve davranışsal kamu maliyesi ya da vergi psikolojisi olarak ta adlandırılan mali psikolojinin ilgi alanına da giren bu sorunlar birer vergi suçu oluşturmaktadır. Ancak vergi hukuku açısından vergi ceza hukuku alt dalı içerisinde yer alan vergi suçları, mükelleflerin yalnızca sistemde oluşturulan mevzuata yönelik hukuka aykırı eylemlerini ele almaktadır.
Bu bağlamda devletler, çerçevesini kendi yöntem ve bakış açılarıyla belirledikleri teşkilatlarının finansman ihtiyaçlarını sağlam gelir kaynakları ile güçlendirmek durumunda oldukları için vergisel açıdan hangi eylem ve davranışların hukuka aykırı olduğu konusunda da belirlemeler yapmak durumundadırlar. Bu nedenle mevzuatlarında vergi suçu ve suçlusu gibi kavramlar oluşturarak vergilere ilişkin hukuksal ve aynı zamanda gelir toplamaya ilişkin alt yapıyı güçlendirmek istemektedirler. Bu doğrultuda vergiye dair birçok suç türü ve tanımları oluşturulmuştur.
Ülkemizde de, vergi sistemine karşı aykırı fiilleri cezalandırmaya yönelik, vergi suç ve cezaları oluşturulmuştur. Literatürümüzde adli-idari, mali-kamusal vb birçok tanımlamalarla görülen vergi suçlarının failleri ise ceza hukuku prensipleri dikkate alınarak, vergi kanunlarında vergilemenin ruhuna ve yöntemlerine göre belirlenmektedir. Bu noktada vergi suçu sayılan fiili işleyenin alacağı ceza da önemli duruma gelmektedir. Çeşitli suç tanımlamaları yapılan ve ceza hukukunda bu tanımlamalar arasında yer alan mahsus suç türü ise hukuka aykırı eylemi gerçekleştireni işaret etmesi bakımından önemli bir açılımdır. Bu kavramın vergi suçları açısından değerlendirilmesi, devletin en önemli gelir kaynağını teşkil eden vergilerin yer aldığı sistemde meydana gelen hukuka aykırı vergisel davranışlarda suçluyu belirlemesi bakımından önemli rol oynayacaktır.
Maliye disiplinin önemli bir alt dalı olan vergi hukuku, sınırsız beklentilere sahip olan kişiler ile bunları bir teşkilat altında birleştiren ve siyasi bir oluşum sayılan devlet arasında meydana gelen iktisadi nitelikli bir alışverişin hukuki temellerini şekillendirmektedir. Bu ilişkide, devletin cebren alacaklı olması ve kişilerin ise mükellef olma vasfı ile bu siyasi teşkilata borçlu kalması vergi kavramı dâhilinde birçok sorunun meydana gelmesine sebep olmaktadır. Verginin kavramsal açılımında yatan cebrilik, karşılıksızlık gibi tanımlamaların genel olarak ortaya çıkardığı ve davranışsal kamu maliyesi ya da vergi psikolojisi olarak ta adlandırılan mali psikolojinin ilgi alanına da giren bu sorunlar birer vergi suçu oluşturmaktadır. Ancak vergi hukuku açısından vergi ceza hukuku alt dalı içerisinde yer alan vergi suçları, mükelleflerin yalnızca sistemde oluşturulan mevzuata yönelik hukuka aykırı eylemlerini ele almaktadır.
Bu bağlamda devletler, çerçevesini kendi yöntem ve bakış açılarıyla belirledikleri teşkilatlarının finansman ihtiyaçlarını sağlam gelir kaynakları ile güçlendirmek durumunda oldukları için vergisel açıdan hangi eylem ve davranışların hukuka aykırı olduğu konusunda da belirlemeler yapmak durumundadırlar. Bu nedenle mevzuatlarında vergi suçu ve suçlusu gibi kavramlar oluşturarak vergilere ilişkin hukuksal ve aynı zamanda gelir toplamaya ilişkin alt yapıyı güçlendirmek istemektedirler. Bu doğrultuda vergiye dair birçok suç türü ve tanımları oluşturulmuştur... tümünü göster