Bizler mahallemizde küçük hayatlar yaşıyoruz; marjinalize olmuşuz, katılmayı reddettiğimiz şeylerin haddi hesabı yok. Sessizlik istemiştik, artık bu sessizliği sahibiz. Buraya geldiğimizde suratlarımız ergenlik sivilceleriyle ve çıbanlarıyla kaplıydı, bağırsaklarımız öyle bir düğümlenmişti ki bir daha görevlerini yerine getiremeyeceklerinden korkuyorduk. Fotokopi makinelerinin yaydığı koku yüzünden, White-Out kokusu yüzünden, evraklardan yayılan koku yüzünden ve karşılığında ufacık bir alkış alacağımız ama başarmak için kendimizi parçaladığımız o zorlu işlerin altından kalkmak için harcadığımız çabanın bitmek bilmeyen stresi yüzünden bütün sistemlerimiz iflas etmişti.Alışverişle yaratıcılığı birbirine karıştırmamıza, sakinleştirici alıp cumartesi gecelerini video dükkanlarından kiraladığımız kasetleri seyrederek geçirirsek herşeyin yoluna gireceğini sanmamıza neden olan baskılara maruz kalmıştık. Fakat artık çölde yaşıyoruz ve her şey çok ama çok daha güzel. Yeni yitik kuşağın, 1690lı yıllarda doğanların romanı...Toplumsal değişimin açtığı yaralar ve kıyamet senaryolarının ortasında yaşanan bir gençlik...Bu kaostan kurtulmak için kaçabilecekleri tek yer var; çöl, son sığınakları çöl aynı zamanda onların tüm geçmişleriyle hesaplaşmalarının da mekanı...X kuşağı yalnızca 80li yılların gençliğini anlatan bir kült roman değil aynı zamanda yüzyılın sonunu tüm gerçekliğiyle yansıtan bir kitap.
Bizler mahallemizde küçük hayatlar yaşıyoruz; marjinalize olmuşuz, katılmayı reddettiğimiz şeylerin haddi hesabı yok. Sessizlik istemiştik, artık bu sessizliği sahibiz. Buraya geldiğimizde suratlarımız ergenlik sivilceleriyle ve çıbanlarıyla kaplıydı, bağırsaklarımız öyle bir düğümlenmişti ki bir daha görevlerini yerine getiremeyeceklerinden korkuyorduk. Fotokopi makinelerinin yaydığı koku yüzünden, White-Out kokusu yüzünden, evraklardan yayılan koku yüzünden ve karşılığında ufacık bir alkış alacağımız ama başarmak için kendimizi parçaladığımız o zorlu işlerin altından kalkmak için harcadığımız çabanın bitmek bilmeyen stresi yüzünden bütün sistemlerimiz iflas etmişti.Alışverişle yaratıcılığı birbirine karıştırmamıza, sakinleştirici alıp cumartesi gecelerini video dükkanlarından kiraladığımız kasetleri seyrederek geçirirsek herşeyin yoluna gireceğini sanmamıza neden olan baskılara maruz kalmıştık. Fakat artık çölde yaşıyoruz ve her şey çok ama çok daha güzel. Yeni yitik kuşağın, 1690lı yıllarda doğanların romanı...Toplumsal değişimin açtığı yaralar ve kıyamet senaryolarının ortasında yaşanan bir gençlik...Bu kaostan kurtulmak için kaçabilecekleri tek yer var; çöl, son sığınakları çöl aynı zamanda onların tüm geçmişleriyle hesaplaşmalarının da mekanı...X kuşağı yalnızca 80li yılların gençliğini anlatan bir kült roman değil aynı zamanda yüzyılın sonunu tüm gerçekliğiyle yansıtan bir kitap.