Türk Dünyası 1870lerden sonra bir uyanış hareketi içine girmiş olmasına rağmen, Türk Dünyası için dönemin lider ülkesi pozisyonunda olan Osmanlı Devleti ne yazık ki, iç açıcı, Türk Dünyasını kucaklayacak maddi ve manevi önderliğini yapacak konumda değildir.Bu dönemde batılı araştırıcılar da, Türk Dünyasına yakın alaka göstermişlerdir. 1893 yılında Danimarkalı Thomsen, Göktürk Yazıtlarını okumuştur. Macar Vambery ise, İstanbuldan Çine kadar sadece Türkçe kanuşarak seyahat etmiştir. Batıda bu ve benzeri çalışmalar, sadece batı kamuoyunu değil, aynı zamanda Türkiyedeki aydınları da yakından ilgilendirmiştir. Bu ilgi neticesinde Osmanlı Devletinin kötü gidişini engellemek amacı ile, ortaya atılan fikir akımları arasına Türkçülük de dahil olmuştur.Türkiyede de aydınların bir kısmı imkânlar dahilinde Kırım, Buhara, Kazan, Bakû gibi Türk Dünyasının merkezleri ile ilgilenmeye, haberler almaya çalıştıkları gibi, özellikle Kırımda Dilde, fikirde, işte birlik şiarı ile Gaspıralı İsmail Beyin neşrettiği Tercüman Gazetesi ile de kenetlenmeye çalışmışlardır. Türk Dünyasında gözle görülen bu hareketlenme, Türkiyeye karşı bir hayranlık ve sevgi seline dönüşmüştür. Bunun bir neticesi olarak, İstanbula Türk Dünyasının muhtelif bölgelerinden öğrenciler gelmeye başlamıştır.
Türk Dünyası 1870lerden sonra bir uyanış hareketi içine girmiş olmasına rağmen, Türk Dünyası için dönemin lider ülkesi pozisyonunda olan Osmanlı Devleti ne yazık ki, iç açıcı, Türk Dünyasını kucaklayacak maddi ve manevi önderliğini yapacak konumda değildir.Bu dönemde batılı araştırıcılar da, Türk Dünyasına yakın alaka göstermişlerdir. 1893 yılında Danimarkalı Thomsen, Göktürk Yazıtlarını okumuştur. Macar Vambery ise, İstanbuldan Çine kadar sadece Türkçe kanuşarak seyahat etmiştir. Batıda bu ve benzeri çalışmalar, sadece batı kamuoyunu değil, aynı zamanda Türkiyedeki aydınları da yakından ilgilendirmiştir. Bu ilgi neticesinde Osmanlı Devletinin kötü gidişini engellemek amacı ile, ortaya atılan fikir akımları arasına Türkçülük de dahil olmuştur.Türkiyede de aydınların bir kısmı imkânlar dahilinde Kırım, Buhara, Kazan, Bakû gibi Türk Dünyasının merkezleri ile ilgilenmeye, haberler almaya çalıştıkları gibi, özellikle Kırımda Dilde, fikirde, işte birlik şiarı ile Gaspıralı İsmail Beyin neşrettiği Tercüman Gazetesi ile de kenetlenmeye çalışmışlardır. Türk Dünyasında gözle görülen bu hareketlenme, Türkiyeye karşı bir hayranlık ve sevgi seline dönüşmüştür. Bunun bir neticesi olarak, İstanbula Türk Dünyasının muhtelif bölgelerinden öğrenciler gelmeye başlamıştır.