Süddeutsche Verlag'da gazeteciyim ve Münih'te yaşıyorum. Futbol, bilardo ve Amerikan futbolu hakkındaki bilgilerim sayesinde, kendime spor servisinde bir iş buldum.
Özel bir insan değilim. Orta boylu ve orta kiloluyum, ortalama bir zekâm var ve ortalama bir eğitim aldım. Ben herkesim. Eğer bir şarkı hoşuma giderse, kesinkes listelere girer. Televizyonlarda akşam haberlerinden sonra yayınlanan Amerikan dizilerini ve büyük sinemalarda gösterilen filmleri izlerim. Cumartesi geceleri spor programlarını seyreder, pazar günleri de arkadaşlarımla maçları konuşurum.
Ben sıradanım. Ve sıradan her insan, yalan söyler.
Feragatin ne olduğunu çoktan unutmuş bir toplumda, bir şeyden feragat etmenin ne anlama geldiğini konuştuğumuz bir yazı işleri toplantısı. Çikolatasız, televizyonsuz, cep telefonsuz bir hafta geçirmek gibi, her türlü yaratıcılık ölçeğinde dibe vurabilecek türden son derece sıkıcı öneriler var. Biri "yalan söylemeden bir hafta geçirmek" önerisini atıyor ortaya. Oda birdenbire sessizliğe bürünüyor. Sonra biri gülüyor ve hiç kimsenin yalan söylemeden yaşayamayacağını, böyle bir şeyi denemenin aptallık olacağını söylüyor. Ben bunu deneyeceğim. Yapılan birçok araştırmaya göre insan günde ortalama 200 defa yalan söylediğinden, toplam 8000 yalandan feragat edeceğim.
Önümüzdeki 40 gün için niyetim, ne pahasına olursa olsun açık ve dürüst olmak. Her zaman. Nezaket hissi yok, diplomasi yok, herhangi bir şeyi olduğundan daha güzel gösterme çabası yok. Beyinle ağız arasında filtre yok. Birlikte olduğum insanlara karşı dürüst olacağım. Onlara uysa da uymasa da. Bana uysa da uymasa da.
İlk seferimi çoktan ardımda bıraktım. Bir demiryolu çalışanına hakkında ne düşündüğümü söyledim. Tamamen dürüsttüm. Çok iyi bir histi. Bu şekilde devam edebilir. 40 gün, 7999 defa daha...
Süddeutsche Verlag'da gazeteciyim ve Münih'te yaşıyorum. Futbol, bilardo ve Amerikan futbolu hakkındaki bilgilerim sayesinde, kendime spor servisinde bir iş buldum.
Özel bir insan değilim. Orta boylu ve orta kiloluyum, ortalama bir zekâm var ve ortalama bir eğitim aldım. Ben herkesim. Eğer bir şarkı hoşuma giderse, kesinkes listelere girer. Televizyonlarda akşam haberlerinden sonra yayınlanan Amerikan dizilerini ve büyük sinemalarda gösterilen filmleri izlerim. Cumartesi geceleri spor programlarını seyreder, pazar günleri de arkadaşlarımla maçları konuşurum.
Ben sıradanım. Ve sıradan her insan, yalan söyler.
Feragatin ne olduğunu çoktan unutmuş bir toplumda, bir şeyden feragat etmenin ne anlama geldiğini konuştuğumuz bir yazı işleri toplantısı. Çikolatasız, televizyonsuz, cep telefonsuz bir hafta geçirmek gibi, her türlü yaratıcılık ölçeğinde dibe vurabilecek türden son derece sıkıcı öneriler var. Biri "yalan söylemeden bir hafta geçirmek" önerisini atıyor ortaya. Oda birdenbire sessizliğe bürünüyor. Sonra biri gülüyor ve hiç kimsenin yalan söylemeden yaşayamayacağını, böyle bir şeyi denemenin aptallık olacağını söylüyor. Ben bunu deneyeceğim. Yapılan birçok araştırmaya göre insan günde ortalama 200 defa yalan söylediğinden, toplam 8000 yalandan feragat edeceğim.
Önümüzdeki 40 gün için niyetim, ne pahasına olursa olsun açık ve dürüst olmak. Her zaman. Nezaket hissi yok, diplomasi yok, herhangi bir şeyi olduğundan daha güzel gösterme çabası yok... tümünü göster
Hiçbir kitaba vakit kaybı demek istemem ama... Yani.. Nasıl bir kitapsa, nasıl bir anlatısı varsa; yazar beyefendi nereden başlıyoor sonra konuyu nerelere getiriyor.. Oku oku oku, bitmedi gitti derken bitmişti en sonunda..
Güzel bir kitap ancak okumasanız da çok bir şey kaybetmeyeceğiniz türden.Kısacası çerezlik.
Ciltsiz, 330 sayfa
derinkitap tarafından yayınlandı