Içinde bir kaçakçi yasar senin, Kayikla dolasir göllerinde, Beynine tabanca ve siir satar, O kaçakçinin bakisini sakin unutma Hem dünya siirinin hem kendi siirinin çaliskani bir sair: Ülkü Tamer. Hem bir tas onun siiri, hem bir çocugun yüzü: Hem yalin ve sert, hem kirgin ve kapali. Yanardagin Üstündeki Kus Ülkü Tamerin 1959dan bu yana yayimladigi yedi siir kitabinin toplami. Sekizinci ve sonrakileri beklerken bir mola... TADIMLIKSOGUK OTLARIN ALTINDA Atlarinda tasindikça yorgunlar... Öyle görüyorum; anliyorum ki günlerce o yerleri hiç birakmamislar; yemeklerini bile galiba o atlarin sirtlarinda yemisler. Ey benim yalnizligim! Soguk otlarin altindan bakacagiz onlara, degil mi? Onlari agaçlarin bittigi yerde görüyorum. Yorgunlar. Anliyorum ki ormanin çevresinde dört dönmüsler. Benim çikmami bekliyorlar. Beni götürecekler. Ey benim yalnizligim! Bu kadar egilmeselerdi üstüne senin. Bu kadar anlatmasalardi seni. NÕolurdu, yalniz ben yazsaydim bu yapraklara seni. Seni yalniz ben bilseydim. Beraber ölseydik seninle. Ne aptal adamlar! Oysa ki nasil olsa birakacagim buralari bir gün. Gidip evlerinde otursalar ya, okula bile baslamamis ölü çocuklarin gezindigi büyük sobalarda. Nasil olsa, oysa ki nasil olsa bir gün kapilarini çalacagim. Ben ormandan geldim, diyecegim. Beni yaniniza alin, diyecegim. Soguk otlarin altinda büyük çocuklar. Oraya da gitmesek, ey benim yalnizligim! Evet, soguk otlarin altinda kus mezarlari vardir belki. Ben yalniz seni istedim belki. Ben yalniz bütün ormani belki. Ben yalniz isiklarini sehrin.
Içinde bir kaçakçi yasar senin, Kayikla dolasir göllerinde, Beynine tabanca ve siir satar, O kaçakçinin bakisini sakin unutma Hem dünya siirinin hem kendi siirinin çaliskani bir sair: Ülkü Tamer. Hem bir tas onun siiri, hem bir çocugun yüzü: Hem yalin ve sert, hem kirgin ve kapali. Yanardagin Üstündeki Kus Ülkü Tamerin 1959dan bu yana yayimladigi yedi siir kitabinin toplami. Sekizinci ve sonrakileri beklerken bir mola... TADIMLIKSOGUK OTLARIN ALTINDA Atlarinda tasindikça yorgunlar... Öyle görüyorum; anliyorum ki günlerce o yerleri hiç birakmamislar; yemeklerini bile galiba o atlarin sirtlarinda yemisler. Ey benim yalnizligim! Soguk otlarin altindan bakacagiz onlara, degil mi? Onlari agaçlarin bittigi yerde görüyorum. Yorgunlar. Anliyorum ki ormanin çevresinde dört dönmüsler. Benim çikmami bekliyorlar. Beni götürecekler. Ey benim yalnizligim! Bu kadar egilmeselerdi üstüne senin. Bu kadar anlatmasalardi seni. NÕolurdu, yalniz ben yazsaydim bu yapraklara seni. Seni yalniz ben bilseydim. Beraber ölseydik seninle. Ne aptal adamlar! Oysa ki nasil olsa birakacagim buralari bir gün. Gidip evlerinde otursalar ya, okula bile baslamamis ölü çocuklarin gezindigi büyük sobalarda. Nasil olsa, oysa ki nasil olsa bir gün kapilarini çalacagim. Ben ormandan geldim, diyecegim. Beni yaniniza alin, diyecegim. Soguk otlarin altinda büyük çocuklar. Oraya da gitmesek, ey benim yalnizligim! Evet, soguk otlarin altinda kus mezarlari vardir belki. Ben yalniz seni istedim belki. Ben yalniz bütün orm... tümünü göster
266 sayfa