Küçük Dünyam dediği büyük âlemine aslında kâinatı sığdıran Muhterem Fethullah Gülen, ilim ile yoğrulmuş irfan yolculuğunda, küçük bir oda, dar bir pencere ya da tahta bir kulübe ile iktifa etti ve erdemli mütevazi çizgisini hiç değiştirmedi. Fethullah Gülenin Erzurumdaki ilk evi artık kubbesinden taşlar dökülen ve yıkılmaya yüz tutan Ahmediye Camiinin kontraplakla bölünmüş odasıydı ve talebeliği süresince orada kalmıştı. Edirneye gidince kiraladığı evi ise çok kısa bir müddet kullanmış ve sonrasında Üç Şerefeli Caminin pencerelerinden birine yerleşerek iki buçuk sene boyunca yüreğini Sultan İkinci Muratın manevi potasında eritmişti. Ancak onun dünyadaki cenneti, cihan saltanatına değişmeyeceği nurani günlerin mekânı Kestanepazarındaki tahta kulübesi idi. O tahta kulübe; Asr-ı Saadetteki safveti, keyfiyeti, ruhu ve mânâyı hâl-i hâzıra aksettiriyor, iman, ızdırap, ümit ve aşkın birleştiği iklimde etrafına mahzun bir diriliş sadası yayıyordu. Hocaefendi, o tahta kulübeyi hiç unutmadı. Zira o kulübe bir semboldü; tevazu ve mahviyetin simgesi..züht ve takvanın remzi.. aşk u iştiyakın sesi.. Osman Şimşek, tahta kulübeden yayılıp suyun ötesine kadar uzanan ve aşk ateşiyle bağrı dağlanan Yanık Yüreklerin hayatlarından kesitler aktarıyor eserinde. Gurbet Mektupları, Hicret ve Aşk Bestesi ve Kuran İklimi başlıklı üç bölümden müteşekkil Yanık Yürekler Işık Yayınlarından çıktı.
Küçük Dünyam dediği büyük âlemine aslında kâinatı sığdıran Muhterem Fethullah Gülen, ilim ile yoğrulmuş irfan yolculuğunda, küçük bir oda, dar bir pencere ya da tahta bir kulübe ile iktifa etti ve erdemli mütevazi çizgisini hiç değiştirmedi. Fethullah Gülenin Erzurumdaki ilk evi artık kubbesinden taşlar dökülen ve yıkılmaya yüz tutan Ahmediye Camiinin kontraplakla bölünmüş odasıydı ve talebeliği süresince orada kalmıştı. Edirneye gidince kiraladığı evi ise çok kısa bir müddet kullanmış ve sonrasında Üç Şerefeli Caminin pencerelerinden birine yerleşerek iki buçuk sene boyunca yüreğini Sultan İkinci Muratın manevi potasında eritmişti. Ancak onun dünyadaki cenneti, cihan saltanatına değişmeyeceği nurani günlerin mekânı Kestanepazarındaki tahta kulübesi idi. O tahta kulübe; Asr-ı Saadetteki safveti, keyfiyeti, ruhu ve mânâyı hâl-i hâzıra aksettiriyor, iman, ızdırap, ümit ve aşkın birleştiği iklimde etrafına mahzun bir diriliş sadası yayıyordu. Hocaefendi, o tahta kulübeyi hiç unutmadı. Zira o kulübe bir semboldü; tevazu ve mahviyetin simgesi..züht ve takvanın remzi.. aşk u iştiyakın sesi.. Osman Şimşek, tahta kulübeden yayılıp suyun ötesine kadar uzanan ve aşk ateşiyle bağrı dağlanan Yanık Yüreklerin hayatlarından kesitler aktarıyor eserinde. Gurbet Mektupları, Hicret ve Aşk Bestesi ve Kuran İklimi başlıklı üç bölümden müteşekkil Yanık Yürekler Işık Yayınlarından çıktı.