Bizim Hikâye, Osmanlı’dan günümüze edebiyatımızda öykünün izini süren, öykücülüğümüzü var etmiş, geliştirmiş yazarların eserleri arasından en güzellerini, en başarılılarını, en önemlilerini belirli bir tematik bütünlük gözeterek ortaya koyan, 1850’lerden 1950’lere kadar bir asırlık öykücülüğümüzün verimlerini bir araya getiren bir kitap dizisi.
Bizim Hikâye dizisiyle birlikte, hem öykücülüğümüze dair bütünlüklü bir söz söylemek hem de yeni öykücüler keşfetmek üzere farklı yolculuklara yelken açıyoruz.
Bir Yarasa Bir Kıza Âşık Oldu, Kenan Hulusi Koray’ın “gotik edebiyat” kapsamında değerlendirilebilecek bütün öykülerini bir araya getiriyor.
“Bir Garip Adam”, “Kavaklıkoz Hanı’nda Bir Vaka”, “Kemiksiz Kadın”, “Tuhaf Bir Ölüm”, “Ömer Besi’nin Başı”, “Köyde Cinayet”… Tüm bu öyküler gerçekle gerçekdışının sınırlarında dolaşıyor, insanı tekinsiz bir âlemin kapısından içeri sokarak inanılması güç, hakikatinden şüphe duyulacak olaylarla etkisi altına alıyor. Korkuyla ürpermenin, dehşet ve hayret içinde kalakalmanın tuhaf, karşı konulmaz tadı ortaya çıkıyor.
“Bilakis en çok inanmak istemediğimiz şeyde hakikatin en çok hissesi vardır ve bir gün herhangi bir yerde sinirlerimize hâkim olamamak korkusu ile onu reddetmiş, daha doğrusu güneşi balçıkla sıvamaya kalkmışızdır.”
Bizim Hikâye, Osmanlı’dan günümüze edebiyatımızda öykünün izini süren, öykücülüğümüzü var etmiş, geliştirmiş yazarların eserleri arasından en güzellerini, en başarılılarını, en önemlilerini belirli bir tematik bütünlük gözeterek ortaya koyan, 1850’lerden 1950’lere kadar bir asırlık öykücülüğümüzün verimlerini bir araya getiren bir kitap dizisi.
Bizim Hikâye dizisiyle birlikte, hem öykücülüğümüze dair bütünlüklü bir söz söylemek hem de yeni öykücüler keşfetmek üzere farklı yolculuklara yelken açıyoruz.
Bir Yarasa Bir Kıza Âşık Oldu, Kenan Hulusi Koray’ın “gotik edebiyat” kapsamında değerlendirilebilecek bütün öykülerini bir araya getiriyor.
“Bir Garip Adam”, “Kavaklıkoz Hanı’nda Bir Vaka”, “Kemiksiz Kadın”, “Tuhaf Bir Ölüm”, “Ömer Besi’nin Başı”, “Köyde Cinayet”… Tüm bu öyküler gerçekle gerçekdışının sınırlarında dolaşıyor, insanı tekinsiz bir âlemin kapısından içeri sokarak inanılması güç, hakikatinden şüphe duyulacak olaylarla etkisi altına alıyor. Korkuyla ürpermenin, dehşet ve hayret içinde kalakalmanın tuhaf, karşı konulmaz tadı ortaya çıkıyor.
“Bilakis en çok inanmak istemediğimiz şeyde hakikatin en çok hissesi vardır ve bir gün herhangi bir yerde sinirlerimize hâkim olamamak korkusu ile onu reddetmiş, daha doğrusu güneşi balçıkla sıvamaya kalkmışızdır.”
İthaki Yayınları tarafından yayınlandı