Felsefe modern teorik disiplin olarak görülür. Montaigne, Nietzsche ve Foucault gibi felsefecilerin yapıtlarında ise yaşama sanatı olarak felsefeyle karşılaşırız. Montaigne, Nietzsche ve Foucault kendileri için özgün ve taklit edilemez bir hayat nasıl yaşanacağı konusunda yararlanır ve Sokratese yönelirler. Bu anlamda iki felsefe anlayışının varlığından söz edilebilir: İlki kişisel üslup ve özgünlükten olabildiğince uzak duran analitik felsefe anlayışı; diğeri üslup ve özgünlüğü içeren, edebi bir tarzı olan felsefe anlayışı.Yaşama sanatı olarak felsefe Sokratesle başlar. Onu ardıllarından ayrıran iki önemli nokta vardır. İlki Sokrates hiçbir şey yazmamıştır. İkincisi dünya edebiyatının en canlı karakterlerinden olan Sokrates aynı zamanda en anlaşılmazlarındandır da. İronisinden, suskunluğundan ötürü bir muammadır ve bu yüzden onun adına konuşmaya, kim olduğunu açıklamaya çalışan bir sesler girdabına yol açmıştır. Oysa Sokrates sessizliktir! Tıpkı boş bir beyaz kâğıt gibi bizi yazmaya davet eder, haykırmaya kışkırtır. Ölümle, kendi doğamızla; öldükten sonra dünyanın bensiz de süreceğine duyulan korkuyla nasıl başa çıkacağımızı gösterir.Alexander Nehamas bu kitabında Montaigne, Nietzsche, Kierkegraad ve Foucault gibi düşünürlerce farklı Sokrates portrelerini ve Thomas Mannın Büyülü Dağ adlı başyapıtındaki karakterin sessizliğini takip ederek bizi hayat, edebiyat ve felsefe hakkında düşünmeye davet ediyor. Başka tür bir hayat tarzı seçebileceğimizi, Sokratesi reddedebileceğimiz gibi, tüm zorlujları, tehlikeleri ve riskleriyle onunkine benzer bir hayat sürdürebileceğimizi gösteriyor. Nehamasın ifadesiyle Yaşama Soktratik bir sanattır. Sokratesi yadsıyanlar bile onu izlemeye mahkûmdur.
Felsefe modern teorik disiplin olarak görülür. Montaigne, Nietzsche ve Foucault gibi felsefecilerin yapıtlarında ise yaşama sanatı olarak felsefeyle karşılaşırız. Montaigne, Nietzsche ve Foucault kendileri için özgün ve taklit edilemez bir hayat nasıl yaşanacağı konusunda yararlanır ve Sokratese yönelirler. Bu anlamda iki felsefe anlayışının varlığından söz edilebilir: İlki kişisel üslup ve özgünlükten olabildiğince uzak duran analitik felsefe anlayışı; diğeri üslup ve özgünlüğü içeren, edebi bir tarzı olan felsefe anlayışı.Yaşama sanatı olarak felsefe Sokratesle başlar. Onu ardıllarından ayrıran iki önemli nokta vardır. İlki Sokrates hiçbir şey yazmamıştır. İkincisi dünya edebiyatının en canlı karakterlerinden olan Sokrates aynı zamanda en anlaşılmazlarındandır da. İronisinden, suskunluğundan ötürü bir muammadır ve bu yüzden onun adına konuşmaya, kim olduğunu açıklamaya çalışan bir sesler girdabına yol açmıştır. Oysa Sokrates sessizliktir! Tıpkı boş bir beyaz kâğıt gibi bizi yazmaya davet eder, haykırmaya kışkırtır. Ölümle, kendi doğamızla; öldükten sonra dünyanın bensiz de süreceğine duyulan korkuyla nasıl başa çıkacağımızı gösterir.Alexander Nehamas bu kitabında Montaigne, Nietzsche, Kierkegraad ve Foucault gibi düşünürlerce farklı Sokrates portrelerini ve Thomas Mannın Büyülü Dağ adlı başyapıtındaki karakterin sessizliğini takip ederek bizi hayat, edebiyat ve felsefe hakkında düşünmeye davet ediyor. Başka tür bir hayat tarzı seçebileceğimizi, Sokratesi reddedebileceğimiz ... tümünü göster