Balzac ülkemizdeki her okurun en azından Goriot Baba, Eugenie Grandet ya da Küçük Burjuvalar gibi eserlerinden tanıdığı bir yazar. Her ne kadar dilimize kazandırılan eserleri kısıtlı olsa da Balzacın İnsanlık Güldürüsü, adı sıkça geçen eserlerinden ve daha nicelerinden oluşan, 88 parçalık dev bir yapıt. Yaşamda Yeni Bir Başlangıçı Türkçeye çevirmek, klasik anlatının kurucularından birini, onun ustalığını tanımada yeni bir adım.Tahsin Yücelin çevirisi, Balzac anlatımının tadını bozmadan Türkçe bir kitap olarak ortaya çıkıyor. TADIMLIKBağışlanmaz bir şey. Bir insanı çıkarlarında yaralamak hiçbir şey değil; ama onu yüreğinden vurmak!... Yok! Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz! Kont başını ellerinin arasına aldı ve bir an sessiz kaldı. Elinizdekini bırakıyorum, sizi unutacağım, diye sürdürdü. Onur gereği, kendim için, sizin onurunuz için, düzgün bir biçimde ayrılacağız, çünkü şu sırada babanızın benim babam için yaptığını anımsıyorum. Yerinizi alacak olan M. de Reybertfole anlaşacaksınız, iyi anlaşacaksınız. Benim gibi davranın, sakin olun. Budalalara maskara olmayın. Özellikle de küçültücü davranışlardan ve küçük çekişmelerden uzak durun. Benim güvenimi yitirdinizse de zengin kişi görünüşünü koruyun. Beni öldürmesine ramak kalan o küçük serseriye gelince, Preslesde yatmasın! Hana götürün, onu görürsem, öfkem konusunda güvence veremem.Moreau, gözleri yaş içinde:Bunca yumuşaklığı hak etmemiştim, efendimiz, dedi. Evet, tümüyle namussuz olsaydım, beş yüz bin frankım olurdu; ayrıca, size servetimin hesabını vermeyi, ayrıntılarını sunmayı da öneriyorum! Ama izin verin de şurasını söyleyeyim, efendimiz, Mme Clapartla sizi konuşurken, hiçbir zaman alaylı bir biçimde konuşmadım, tam tersine, durumunuza üzüldüğümü belirtmek ve ondan hekimlerce bilinmeyip de halktan insanlarca kullanılan birtakım ilaçlar bilip bilmediğini sormak için konuştum... Küçüğün yanında duygularınızdan o uyurken sözettim (anlaşılan, bizi işitiyormuş!), ama her zaman sevgi ve saygı dolu sözcüklerle. Yazık ki boşboğazlıklarımız cinayetler gibi cezalandırılır. Ama haklı öfkenizin sonuçlarını kabul ederken, her şeyin nasıl olup bittiğini bilmenizi isterim. Hep yürekten yüreğe konuştum sizi Mme Clapartla. Sonra, karımı sorguya çekebilirsiniz, aramızda bu konuları hiçbir zaman konuşmadık...Yeter, dedi kont, kesin kanıya varmıştı. Biz çocuk değiliz; geri dönmek olanaksız artık. Gidin, işlerinizi ve benim işleri düzene sokun. Ekim ayına kadar köşkte kalabilirsiniz. M. ve Mme de Reybert şatoda otururlar; her şeyden önce, onlarla birbirinden nefret eden, ama görünüşü koruyan, doğru dürüst insanlar gibi geçinmeye çalışın.Kontla Moreau aşağıya indiler, Moreau kontun saçları gibi apak, kont sakin ve saygın.
Balzac ülkemizdeki her okurun en azından Goriot Baba, Eugenie Grandet ya da Küçük Burjuvalar gibi eserlerinden tanıdığı bir yazar. Her ne kadar dilimize kazandırılan eserleri kısıtlı olsa da Balzacın İnsanlık Güldürüsü, adı sıkça geçen eserlerinden ve daha nicelerinden oluşan, 88 parçalık dev bir yapıt. Yaşamda Yeni Bir Başlangıçı Türkçeye çevirmek, klasik anlatının kurucularından birini, onun ustalığını tanımada yeni bir adım.Tahsin Yücelin çevirisi, Balzac anlatımının tadını bozmadan Türkçe bir kitap olarak ortaya çıkıyor. TADIMLIKBağışlanmaz bir şey. Bir insanı çıkarlarında yaralamak hiçbir şey değil; ama onu yüreğinden vurmak!... Yok! Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz! Kont başını ellerinin arasına aldı ve bir an sessiz kaldı. Elinizdekini bırakıyorum, sizi unutacağım, diye sürdürdü. Onur gereği, kendim için, sizin onurunuz için, düzgün bir biçimde ayrılacağız, çünkü şu sırada babanızın benim babam için yaptığını anımsıyorum. Yerinizi alacak olan M. de Reybertfole anlaşacaksınız, iyi anlaşacaksınız. Benim gibi davranın, sakin olun. Budalalara maskara olmayın. Özellikle de küçültücü davranışlardan ve küçük çekişmelerden uzak durun. Benim güvenimi yitirdinizse de zengin kişi görünüşünü koruyun. Beni öldürmesine ramak kalan o küçük serseriye gelince, Preslesde yatmasın! Hana götürün, onu görürsem, öfkem konusunda güvence veremem.Moreau, gözleri yaş içinde:Bunca yumuşaklığı hak etmemiştim, efendimiz, dedi. Evet, tümüyle namussuz olsaydım, beş yüz bin frankım olurdu; ayrıca... tümünü göster