Ahmet Muhip Dıranas dil düşkünü idi; ama kullanılan sözcüklerle kullanılmayan sözler kurmaya değil, dil denilen konuşma aracındaki tadı yaratmaya bakardı.- Melih Cevdet AndayAhmet Muhip Dıranas 1949dan 1962ye kadar Zafer gazetesinde fıkralar yazmış, daha önce ve sonraki yıllarda çeşitli yayın organlarında çıkan yazılarını da bir araya getirerek hepsini topluca yayımlamak istemişse de buna olanak bulamadan aramızdan ayrılmıştı. Bu kitabın yayımlanması şairin başladığı derlemeyi eşi Münire Dıranasın tamamlamasıyla gerçekleştirilmiştir.
******
Sonra, yeniden doğar gibi tarladan doğrulduk. Çağdışı, gövdedışı idik. Bir milyon insanla sarmaş dolaş olmuş gibiydik bu teklikte. Belki bu anıyı o da unutmamıştır. Mutluluğun doğa, insan, tanrı üçgeni içinde tutuklu olduğunu, gerçeğin bu sonsuz üçgen içindeki uyumda bulunacağı düşüncesini hiçbir zaman bırakmadığımı, bunca yıl sonra, yeniden görüyorum. İnsanların doğadan uzaklaştıkça tükendiğini, insan sevgisinden koptukça acımasızlaştığını, anlıyorum. Hamdi (Ahmet Hamdi Tanpınar), benim için çok büyük bir adamdı. O bana, tabiatın bana verdiğinden biraz daha fazlasını vermiştir. Bana benden başkalarını vermiştir. Bana tabiatüstü sevginin anahtarını vermiştir. O anahtarı ölünceye kadar kullanacağım. Cumhuriyet döneminin usta şairi Ahmet Muhip Dıranasın 1937 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı yazıları, bir devrin bütün kalbinin vesikası olma özelliğiyle yeni çağın eşiğinde okuru karşılıyor. Küçük insan pervanelerinden birinden insana doğru kanat çırpışlar. TADIMLIKSunuşAhmet Muhip Dıranas, 1946 yılında Türkiyede başlayan demokrasi hareketine kalemiyle katılarak, günlük bir gazetede yazdığı yazılarını 1962 yılına kadar sürdürdü. Türkiyenin demokrasiye geçiş tarihine ışık tutan bu siyasî yazıların yanında, değişik konulara yer vererek ilginç yazılar da yazdı. Yaşamının son yıllarında bu yazıları ikiye ayırdı, öncelikle siyasî olmayan seksen kupür üzerindeki çalışmalarını, 1980 yılı başlarında tamamladı. Hastalığından dolayı siyasî yazılarına başlayamadı. 1980 yılının 21 Haziranında öldüğü zaman, masasının üzerine yayılmış bir şekilde son çalışmaları olan bu yazılar vardı. Ben bu yazıları okuyup yeniden düzenlemeye 1989 yılında başladım. Dört yıl uğraşarak 1993 yılında bitirebildim. Okunması olanaksız olan bu kupürler, karalama defterine dönmüştü. Gözlerime güveniyor, onun el yazısını da tanıyordum. Çok zorlanmama karşın sonunda başardım. Yaşamı boyunca çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış yazılarının bulabildiğim kadarını da bunlara ekledim. 1993 yılında Adam Yayıncılık tarafından basıldı. Dil ustası, büyük sanatçının güçlü kaleminden çıkan, zaman içinde güncelliğini koruyacak olan bu değerli yazıları Türk edebiyatına armağan ediyorum. 12 Temmuz 2000Münire Dıranas
******
Ahmet Muhip Dıranas dil düşkünü idi; ama kullanılan sözcüklerle kullanılmayan sözler kurmaya değil, dil denilen konuşma aracındaki tadı yaratmaya bakardı.- Melih Cevdet AndayAhmet Muhip Dıranas 1949dan 1962ye kadar Zafer gazetesinde fıkralar yazmış, daha önce ve sonraki yıllarda çeşitli yayın organlarında çıkan yazılarını da bir araya getirerek hepsini topluca yayımlamak istemişse de buna olanak bulamadan aramızdan ayrılmıştı. Bu kitabın yayımlanması şairin başladığı derlemeyi eşi Münire Dıranasın tamamlamasıyla gerçekleştirilmiştir.
******
Sonra, yeniden doğar gibi tarladan doğrulduk. Çağdışı, gövdedışı idik. Bir milyon insanla sarmaş dolaş olmuş gibiydik bu teklikte. Belki bu anıyı o da unutmamıştır. Mutluluğun doğa, insan, tanrı üçgeni içinde tutuklu olduğunu, gerçeğin bu sonsuz üçgen içindeki uyumda bulunacağı düşüncesini hiçbir zaman bırakmadığımı, bunca yıl sonra, yeniden görüyorum. İnsanların doğadan uzaklaştıkça tükendiğini, insan sevgisinden koptukça acımasızlaştığını, anlıyorum. Hamdi (Ahmet Hamdi Tanpınar), benim için çok büyük bir adamdı. O bana, tabiatın bana verdiğinden biraz daha fazlasını vermiştir. Bana benden başkalarını vermiştir. Bana tabiatüstü sevginin anahtarını vermiştir. O anahtarı ölünceye kadar kullanacağım. Cumhuriyet döneminin usta şairi Ahmet Muhip Dıranasın 1937 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı yazıları, bir devrin bütün kalbinin vesikası olma özelliğiyle yeni çağın eşiğinde okuru karşılıyor. Küçük insan pervane... tümünü göster