Mahan aşağı baktığı zaman, göz alabildiğine uzanan ıvanın, çiçekler ve ağaçlar yerine, binlerce ve binlerce ifritle kaplı olduğunu gördü.
Dağ ve ovayı dağ gibi büyük devler tutmuş, feryat edip duruyor, kasırgalar gibi toğrağı altüst ediyor, kapkara sülükler gibi kıvrılıp bükülerek iç içe raks ediyorlardı. Attıkları Hay ve Huy naralarından yer gök inliyor, çığlıklarının yankıları vadilerin ve çöllerin üzerinde dalgalanıyordu.
Sonra uzakta ansızın uzak bir kafile belirdi. Başlangıçta sadece yavaşça sallanan meşalelerden, kimsenin sayamayacağı bir ışık denizinden ibaretti...
Mahan aşağı baktığı zaman, göz alabildiğine uzanan ıvanın, çiçekler ve ağaçlar yerine, binlerce ve binlerce ifritle kaplı olduğunu gördü.
Dağ ve ovayı dağ gibi büyük devler tutmuş, feryat edip duruyor, kasırgalar gibi toğrağı altüst ediyor, kapkara sülükler gibi kıvrılıp bükülerek iç içe raks ediyorlardı. Attıkları Hay ve Huy naralarından yer gök inliyor, çığlıklarının yankıları vadilerin ve çöllerin üzerinde dalgalanıyordu.
Sonra uzakta ansızın uzak bir kafile belirdi. Başlangıçta sadece yavaşça sallanan meşalelerden, kimsenin sayamayacağı bir ışık denizinden ibaretti...