Türkiyenin en önemli eğitimcilerinden biri olan İsmayil Hakkı Baltacıoğlunun yayımladığı Yeni Adam gazetesi Türkiyenin Cumhuriyet sonrası fikir ve düşün dünyasına damgasını vurdu. Şimdi, oğlu Tuna Baltacıoğlu Yeni Adamın yayın serüvenini ilk kez günışığına çıkarıyor. Mahmut Cudadan Neyzen Tevfike, Abidin Dinodan Aziz Nesine, Nazım Hikmetten Nurullah Ataça ve daha birçok önemli kültür ve sanat insanına uzanan bir serüven... TADIMLIKYepyeni bir insanlık doğuyorBaltacıoğlu 22 Temmuz 1937de Yeni Adamda yazdığı başyazıda şöyle diyordu: Yepyeni bir insanlık doğuyor. Onu anlamak için yepyeni bir görüş gerek. Onunla anlaşmak için yepyeni insanlar gerek. Bu yepyeni insanı yetiştirmek için de yepyeni bir eğitim gerek. Baltacıoğlu böyle başladığı başyazıda şu görüşleri ileri sürüyordu: Eski düşünce, insanı her şeyden önce durucu, kalıplaşmış bir varlık olarak anlamış, çabukluğun, çevikliğin, yeniliğin, değişikliğin hep arkasından bakmıştır. Her şeyden önce düşüncelere, soyut düşüncelere inanmak, her şeyden önce ataklarını frenlemek, bu eski insanın eğitimini gösteriyordu. Yeni insan tüm bunların aksi olarak doğuyor. Bakınız, uçak bizi yepyeni bir dünyaya, gök ve bulut dünyasına götürüyor. Denizaltı yeryüzünün insan gözü değmemiş katlarında dolaştırıyor. Makine bizi insanüstü bir gücün baskısına uğratıyor gibi. Tüm bu değişik yargıların bugünkü insandan istediği şeylere bakınız: görenek tanımayan bir zeka, bir tehlike istenci, dev bir varlık. Bir savaş olursa kim bilir kaç yüz kent yerle bir olacak, kim bilir kaç milyon çocuk, anasız, babasız kalacak. Buna karşın bulutları delen, diplere inen, makineleşen insanlar istiyoruz. Bu gidiş iyi midir, kötü müdür, ne bilelim biz! Zaten yeni insanın istencini karakterlendiren özelliklerden biri de zorunlulukları tartışmamak, yalnız onları öğrenmek, tanımak ve yönetmek değil midir? Bulutlar yırtılıyor, denizler deliniyor, ölüm pusu kuruyor- Böyle bir zamanda insan anlayışının, insan zekâsının, eski insan ahlakının ve eski insan eğitiminin canlı kalmasına olanak var mıdır? Her şey değiştiği gibi insan yetiştirme yöntemi de değişecektir. Eski eğitim değerlerini atıp yepyenilerini koyalım: insana gök, bulut, fırtına kavramlarını veren denemeler ön sıraya; insana deniz, gemi, denizaltı, dalga kavramlarını veren denemeler ön sıraya; insana dağ, maden, ocak kavramlarını veren denemeler ön sıraya; insanı atlet yetiştiren, tehlikeyle kucaklaştıran, ölümü yendiren denemeler ön sıraya. Yepyeni insanın yepyeni okulu olmalı, bu okul yepyeni bir örgütlenme taşımalı ve dizi halinde yepyeni insan yetiştirmeli; matematikten önce motör zekâsı, sözden önce iş, duygudan önce deneme. Eğer yetiştirdiğimiz kuşaklar iyi sınav veriyorlar, ama havadan korkup, denizden kaçıyorlar ve makine nefreti taşıyorlarsa, okul bizi aldatıyor demektir. Onu kapamak işimize gelmez, ama yıkıp yenisini yapmak daima elimizdedir.
Türkiyenin en önemli eğitimcilerinden biri olan İsmayil Hakkı Baltacıoğlunun yayımladığı Yeni Adam gazetesi Türkiyenin Cumhuriyet sonrası fikir ve düşün dünyasına damgasını vurdu. Şimdi, oğlu Tuna Baltacıoğlu Yeni Adamın yayın serüvenini ilk kez günışığına çıkarıyor. Mahmut Cudadan Neyzen Tevfike, Abidin Dinodan Aziz Nesine, Nazım Hikmetten Nurullah Ataça ve daha birçok önemli kültür ve sanat insanına uzanan bir serüven... TADIMLIKYepyeni bir insanlık doğuyorBaltacıoğlu 22 Temmuz 1937de Yeni Adamda yazdığı başyazıda şöyle diyordu: Yepyeni bir insanlık doğuyor. Onu anlamak için yepyeni bir görüş gerek. Onunla anlaşmak için yepyeni insanlar gerek. Bu yepyeni insanı yetiştirmek için de yepyeni bir eğitim gerek. Baltacıoğlu böyle başladığı başyazıda şu görüşleri ileri sürüyordu: Eski düşünce, insanı her şeyden önce durucu, kalıplaşmış bir varlık olarak anlamış, çabukluğun, çevikliğin, yeniliğin, değişikliğin hep arkasından bakmıştır. Her şeyden önce düşüncelere, soyut düşüncelere inanmak, her şeyden önce ataklarını frenlemek, bu eski insanın eğitimini gösteriyordu. Yeni insan tüm bunların aksi olarak doğuyor. Bakınız, uçak bizi yepyeni bir dünyaya, gök ve bulut dünyasına götürüyor. Denizaltı yeryüzünün insan gözü değmemiş katlarında dolaştırıyor. Makine bizi insanüstü bir gücün baskısına uğratıyor gibi. Tüm bu değişik yargıların bugünkü insandan istediği şeylere bakınız: görenek tanımayan bir zeka, bir tehlike istenci, dev bir varlık. Bir savaş olursa kim bilir kaç yüz kent y... tümünü göster