İster işaretleşerek diyelim, ister yazı-çiziyle ya da konuşarak, insan, dünya üzerinde varolduğundan beri durmadan birbirine bir şeyler anlatıp duruyor. Kimi zaman kendi başına gelen bir şeyi heyecanla betimleyerek, kimi zamansa tanık olduğunu çevresine öyküleyerek. Üstelik, anlaşılan o ki, türünü sürdürdükçe bu etkinliğini sürdürecek de...İşte elinizdeki Dünya Öyküleri de tam bu noktada, insanlığın bu en temel etkinliklerinden birine elden geldiğince tanıklık etmek için yola koyuluyor. Başlangıç çizgisiyse hiç kuşkusuz, Giovanni Boccaccionun 1349-1353 yılları arasında kaleme aldığı ve 10 kişilik bir topluluğun 10 günlük gezilerindeki konaklamalar sırasında, birbirleriyle paylaştığı 100 anlatımlık öykü maratonu Dekameron. (Bitişiyse, şimdilik kitabın sonundaki bitiş. İleride önceden olduğu gibi başkaca karşılaşmaları da olursa okurla, 100 kontenjanını bozmamak kaydıyla, ne gibi değişiklikler geçirebileceği görülebilecektir.)
İster işaretleşerek diyelim, ister yazı-çiziyle ya da konuşarak, insan, dünya üzerinde varolduğundan beri durmadan birbirine bir şeyler anlatıp duruyor. Kimi zaman kendi başına gelen bir şeyi heyecanla betimleyerek, kimi zamansa tanık olduğunu çevresine öyküleyerek. Üstelik, anlaşılan o ki, türünü sürdürdükçe bu etkinliğini sürdürecek de...İşte elinizdeki Dünya Öyküleri de tam bu noktada, insanlığın bu en temel etkinliklerinden birine elden geldiğince tanıklık etmek için yola koyuluyor. Başlangıç çizgisiyse hiç kuşkusuz, Giovanni Boccaccionun 1349-1353 yılları arasında kaleme aldığı ve 10 kişilik bir topluluğun 10 günlük gezilerindeki konaklamalar sırasında, birbirleriyle paylaştığı 100 anlatımlık öykü maratonu Dekameron. (Bitişiyse, şimdilik kitabın sonundaki bitiş. İleride önceden olduğu gibi başkaca karşılaşmaları da olursa okurla, 100 kontenjanını bozmamak kaydıyla, ne gibi değişiklikler geçirebileceği görülebilecektir.)