Yevgeni Onegin, Puşkinin epik şiirler dizisi içinde olgunluğuyla doruk oluşturan başyapıtı. Yazılması 8 yıl süren bu şiir-roman, erken 19. yüzyıl Rusyasının toplumsal ve entelektüel yaşamı üzerine gerçekçi bir açılımdır. Belinskinin deyimiyle Puşkin Yevgeni Oneginde Rus yaşamının bir ansiklopedisini yaratmıştır. Şairin tüm yaşamı, sevgisi, duyguları ve görüşleri bu yapıttadır. TADIMLIKPUŞKİN ve YEVGENİ ONEGİNIAleksandr Sergeyeviç Puşkin, hiç kuşkusuz, bir dâhi idi. Alçakgönüllü kişiliği içinde kendisi, çevresi ve çarlık yönetimi ondaki dehanın farkındaydılar. Şair, kısa yaşamı bir düelloda öldürülmesiyle sona erinceye değin, nicelikçe fazla, içerikçe oylumlu ve yetkin yapıtlar verdi. Yaratıcı etkinliği çarlık makamlarının baskı ortamında sanki her an durdurulabileceği sezisiyle ivedice gerçekleşmiş; söyleyeceği engin sözü gecikmekten korkarcasına ve ustalıkla kısa zamana sığdırmış programlı bir şiir yaratma süreci gibidir.Puşkin yeni Rus yazınının kurucusu, Rus yazın dilinin yaratıcısı kabul edilir. Şiir, roman, öykü ve tiyatro yapıtlarıyla Rus yazın dilinin ölçütlerini ilk o yerleştirmiştir. 1799da Moskovada, kısmen mülklerini yitirmiş soylu ve aydın bir ailede doğdu. Babası subaydı. Annesi, Habeşistandan getirilerek Osmanlı sarayında bulundurulan bir çocukken Rus sarayına armağan olarak gönderilen, Büyük Petronun oğlu gibi büyütülerek generalliğe dek yükselen, çarın reformlarında ona en yakın yardımcılardan olan Prens İbrahim Hannibalin torunudur. O zamanlar soyluların evlerinde Fransızca konuşulurdu. Rusça konuştuğu dadısı Arina Rodionovna, Puşkine halk masallarını ve şarkılarını öğretmiştir. Çocukluğundan Fransızca eğitimi alan şair, Fransız klasiklerini ve başlıca Avrupalı yazarları erken yaşta okumuştu. Karamzin, Jukovski, Batyuşkov gibi o devrin tanınmış yazarları ve aydınları Puşkinlerin evinde görünen simalardı. 1811-1817 yıllarında seçkin ailelerin çocuklarının girebildiği ve seçkin memur ve diplomat yetiştiren bir tür yükseköğretim kurumu olan Tsarskoye selo (Çar Köyü) lisesinde öğrenim gördü. Daha 1814te Vestnik Yevropı dergisinde ilk şiirinin yayımlanmasından sonra şiirleri ve yazıları basında görülmeye başlar. Bu yıllarda lirik şiirlerinin yanı sıra, öfkeli ve acıtıcı epigramlarını ve Ruslan ve Lüdmila epik ürününü ve Özgürlük kasidesini yazdı. Siyasal içerikli ve din karşıtı şiirleri Çar I. Aleksandrı öfkelendirdi ve hükümdar onu Sibiryaya sürmeye karar verdi. Genç şairin kişiliğinde Rus yazınının bir umudunu görmekte olan şair Jukovskinin ve tarihçi yazar Karamzinin çar nezdinde çabalarıyla yazgısı kolaylaştırıldı ve hizmet ataması görünümünde Güney Rusyaya sürülmesine karar verildi. Böylece, şaire Kafkasya, Kırım, Moldavya yolculukları görünmüştür. Çok sayıda lirik şiirini, Kafkasya Tutsağı, Bahçesaray Çeşmesi, Çingeneler epik yapıtlarını dört yıl süren bu ilk sürgünlüğünde yazdı, Yevgeni Onegin şiir-romanını yazmaya bu sürgünlüğünde, 1823te başladı. 1824te, ateizmden söz ettiği bir mektubunun resmi makamların eline geçmesi üzerine, çarın buyruğuyla memuriyetten çıkarıldı, yeni bir sürgün kararıyla, ayrılmamak üzere, ailesinin mülkü olan Mihaylovskoye köyüne gönderildi. Şair, iki yılı aşkın süre tam bir yalnızlık içinde burada kaldı. Mihaylovskoye köyüne kapatılmışlığı olağan ötesi ürünler getirdi. Yarım yapıtlarını tamamladı, Yevgeni Onegine devam etti, Boris Godunovu, Kont Nulini ve lirik aşk şiirlerinin en ünlü örneklerini yazdı. Yakın ilişkide olduğu Dekabrist hareketin 1825te bastırılması sırasında köyünde yalıtılmışlığı nedeniyle Petersburgda bulunmaması, onu eylemin idamlar, zindan ve sürgünler biçimindeki sonuçlarının dışında tutmuştur. 1826 yılı eylülünde Çar I. Nikolay, Puşkini sarayda kendisiyle bir söyleşi için Moskovaya çağırdı; şairin sürgünlük durumunu kaldırdı, yapıtlarının sansürünü bizzat yapacağını bildirdi. Çarın ilgisinden umutlanan Puşkin, sonra düş kırıklığına uğramıştır; üzerindeki baskı sürmüştür. 1828de Poltava trajedisini yazdı. Aynı yıl Osmanlı devletiyle başlayan savaş sırasında savaş bölgesine izinsiz gezi yaptı; gezinin izlenimleri Erzurum Yolculuğunda yansımıştır. Aynı sırada Kafkasya şiirlerini yazar. Şair, Ayaktakımı, Peygamber şiirlerini yayımlar; ayaktakımı saydığı sosyeteye meydan okumakta ve Peygamber şiirinde ise şairin konumunu göstermektedir. 1829da ülke dışına çıkmak için girişimde bulundu, ancak onay alamadı. 1830da, evlenme hazırlıkları çerçevesinde babası tarafından kendisine verilen Nijnegorodda Boldino yurtluğundaki köyle ilgili mülk işleri için oraya gitti. Ve yazın yaşamının en önemli dönemi olarak bir süre burada çalıştı. Yevgeni Onegini tamamladı. Cimri Şövalye, Mozart ve Salieri, Taş Konuktan oluşan Küçük Tragedyaları burada yarattı. Kolomnadaki Küçük Ev şiir-öyküsünü, İvan Petroviç Belkinin Öykülerini yazdı. Bir dizi masalını üretti. Deniz Kızı piyesine çalıştı. Yine burada çok sayıda lirik şiirini yazdı. Tüm bunlar Puşkin tarafından sadece iki ay içinde gerçekleştirilmiştir.
Yevgeni Onegin, Puşkinin epik şiirler dizisi içinde olgunluğuyla doruk oluşturan başyapıtı. Yazılması 8 yıl süren bu şiir-roman, erken 19. yüzyıl Rusyasının toplumsal ve entelektüel yaşamı üzerine gerçekçi bir açılımdır. Belinskinin deyimiyle Puşkin Yevgeni Oneginde Rus yaşamının bir ansiklopedisini yaratmıştır. Şairin tüm yaşamı, sevgisi, duyguları ve görüşleri bu yapıttadır. TADIMLIKPUŞKİN ve YEVGENİ ONEGİNIAleksandr Sergeyeviç Puşkin, hiç kuşkusuz, bir dâhi idi. Alçakgönüllü kişiliği içinde kendisi, çevresi ve çarlık yönetimi ondaki dehanın farkındaydılar. Şair, kısa yaşamı bir düelloda öldürülmesiyle sona erinceye değin, nicelikçe fazla, içerikçe oylumlu ve yetkin yapıtlar verdi. Yaratıcı etkinliği çarlık makamlarının baskı ortamında sanki her an durdurulabileceği sezisiyle ivedice gerçekleşmiş; söyleyeceği engin sözü gecikmekten korkarcasına ve ustalıkla kısa zamana sığdırmış programlı bir şiir yaratma süreci gibidir.Puşkin yeni Rus yazınının kurucusu, Rus yazın dilinin yaratıcısı kabul edilir. Şiir, roman, öykü ve tiyatro yapıtlarıyla Rus yazın dilinin ölçütlerini ilk o yerleştirmiştir. 1799da Moskovada, kısmen mülklerini yitirmiş soylu ve aydın bir ailede doğdu. Babası subaydı. Annesi, Habeşistandan getirilerek Osmanlı sarayında bulundurulan bir çocukken Rus sarayına armağan olarak gönderilen, Büyük Petronun oğlu gibi büyütülerek generalliğe dek yükselen, çarın reformlarında ona en yakın yardımcılardan olan Prens İbrahim Hannibalin torunudur. O zamanlar soyluların ... tümünü göster