Yıkıcı Politika, İtalyada 1960lardaki yoğun işçi militanlığı, 1970lerle beraber mücadele halindeki yeni toplumsal öznelerin ortaya çıkışı ve 1980lerle gelen baskı döneminin ardından Negrinin Fransadaki sürgün yıllarında kaleme aldığı yazılardan oluşur. Bu yönüyle kitap aslında devrimci bir düşünürün, içinden geldiği teorik ve politik hareketin birikimlerini devralarak, yükselişe geçen toplumsal hareketlerin barındırdığı yeni kurucu öznellikler ve değerler temelinde yeni bir politik paradigmanın kuruluşu içindeki serüvenini resmeder gibidir. Bu yazılarda, diğer Marksizm türleri arasında İtalyan işçiciliğine özgünlüğünü veren, salt sermayenin tahakkümcü doğası yerine emeğin kurucu öznelliğine, sermayeden ve devletten ayrı otonom gücüne yapılan vurgu sürer. Ancak sermayenin bütün toplumu fabrika merkezli bir toplumsal örgütlenmeye tabi kıldığı dönemin antagonist gücü olarak tanımlanan kitlesel işçi yerini toplumun içine yayılmış ve merkezsizleşmiş bir üretim sürecinin öznesi olarak toplumsal işçiye bırakır. Marxın özellikle Grundrisse ve Kapitalin yayınlanmamış altıncı bölümünde emeğin biçimsel boyunduruğundan gerçek boyunduruğuna geçiş üzerine tartışmasında bir potansiyel olarak bulunan toplumsal işçi artık bir gerçekliğe dönüşmüştür. Toplumsal işçi yalnızca değerin ve artı değerin değil, iş için gerekli bütün toplumsal elbirliğinin de doğrudan üreticisi durumundadır. Toplumsal işçinin öznelliğinin kuruculuğu, toplumun bütününe yayılmış olan emek sürecini yeniden kendinin kılabilme gücünde yatar. Bu gücün kendini doğrudan bir politik güç olarak ifade edebilmesinin koşulları olarak toplumsal pratik ve örgütlenme üzerine bu yeni öznelliğin antagonist üretimi temelinde yeniden düşünülür. Bu yönüyle Yıkıcı Politika, Negrinin serüveninin sonraki uğrakları olarak tanıdığımız imparatorluk ve çokluk paradigmasının da kurucusudur. Sona ermekte olan bir kriz yüzyılının içinde yeniden canlanan toplumsal hareketlerden yeni bir politik öznelliğin kuruculuğunu soyutlamaya çalışan bu yazılar, Negrinin ötesinde Otonomist Marksist geleneğin soykütüğünde ayırt edici bir uğrağın ifadesidir. Bu soykütüğünün keşfine bir katkısı olması dileğiyle...
Yıkıcı Politika, İtalyada 1960lardaki yoğun işçi militanlığı, 1970lerle beraber mücadele halindeki yeni toplumsal öznelerin ortaya çıkışı ve 1980lerle gelen baskı döneminin ardından Negrinin Fransadaki sürgün yıllarında kaleme aldığı yazılardan oluşur. Bu yönüyle kitap aslında devrimci bir düşünürün, içinden geldiği teorik ve politik hareketin birikimlerini devralarak, yükselişe geçen toplumsal hareketlerin barındırdığı yeni kurucu öznellikler ve değerler temelinde yeni bir politik paradigmanın kuruluşu içindeki serüvenini resmeder gibidir. Bu yazılarda, diğer Marksizm türleri arasında İtalyan işçiciliğine özgünlüğünü veren, salt sermayenin tahakkümcü doğası yerine emeğin kurucu öznelliğine, sermayeden ve devletten ayrı otonom gücüne yapılan vurgu sürer. Ancak sermayenin bütün toplumu fabrika merkezli bir toplumsal örgütlenmeye tabi kıldığı dönemin antagonist gücü olarak tanımlanan kitlesel işçi yerini toplumun içine yayılmış ve merkezsizleşmiş bir üretim sürecinin öznesi olarak toplumsal işçiye bırakır. Marxın özellikle Grundrisse ve Kapitalin yayınlanmamış altıncı bölümünde emeğin biçimsel boyunduruğundan gerçek boyunduruğuna geçiş üzerine tartışmasında bir potansiyel olarak bulunan toplumsal işçi artık bir gerçekliğe dönüşmüştür. Toplumsal işçi yalnızca değerin ve artı değerin değil, iş için gerekli bütün toplumsal elbirliğinin de doğrudan üreticisi durumundadır. Toplumsal işçinin öznelliğinin kuruculuğu, toplumun bütününe yayılmış olan emek sürecini yeniden kendinin kılab... tümünü göster