... Eğer bir toplum çocuklarının, sakatlarının ve yaşlılarının kaderiyle ilgili değilse, o toplumun uygar toplum iddiasında bulunabilmesi mümkün değildir. Fakat, küresel kapitalizm çağında ve neo-liberal ideolojinin tek düşünce durumuna getirilmeye çalışıldığı bir ortamda eğer bir insan artı değer üretim aşamasında işe yaramıyorsa, üretilen malın alıcısı değilse, (artı -değerin üretilmesi ve gerçekleşmesi aşamasında devreye girmiyorsa) ve bankalardan da kredi talep eder durumda değilse, sistemin ilgi alanı dışında sayılıyor. Ve her geçen gün sistemin lüzumsuz saydığı insanların sayısı artıyor... bugünün hakim anlayışı, çocukları bir fazlalık, yaşlıları da bir yük olarak görüyor. Turan Özcan, elinizdeki kitapta çağdaş Batı egemen sınıflarının kendi yaşlılarına nasıl baktığını ve bu bakışı nasıl meşrulaştırdıklarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Fikret Başkaya
... Eğer bir toplum çocuklarının, sakatlarının ve yaşlılarının kaderiyle ilgili değilse, o toplumun uygar toplum iddiasında bulunabilmesi mümkün değildir. Fakat, küresel kapitalizm çağında ve neo-liberal ideolojinin tek düşünce durumuna getirilmeye çalışıldığı bir ortamda eğer bir insan artı değer üretim aşamasında işe yaramıyorsa, üretilen malın alıcısı değilse, (artı -değerin üretilmesi ve gerçekleşmesi aşamasında devreye girmiyorsa) ve bankalardan da kredi talep eder durumda değilse, sistemin ilgi alanı dışında sayılıyor. Ve her geçen gün sistemin lüzumsuz saydığı insanların sayısı artıyor... bugünün hakim anlayışı, çocukları bir fazlalık, yaşlıları da bir yük olarak görüyor. Turan Özcan, elinizdeki kitapta çağdaş Batı egemen sınıflarının kendi yaşlılarına nasıl baktığını ve bu bakışı nasıl meşrulaştırdıklarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Fikret Başkaya