İsmet Bozdağ, Batı aldatmasına kapılmış, bugün de örneğini çok gördüğümüz yarı-aydınları tespit ve teşhir eden bir münevver. Ona göre, Türk toplumuna yabancılaşan ‘Yaban’ aydınlar, hiçbir zaman reçeteler hazırlamaktan ve yanlış hedef göstermekten vazgeçmemişlerdir. "Aydın"lar Türkiye’de son birkaç yıldan beri yine gündemde. Toplum, aydınlarını sorgularken ma’şeri vicdanını da temizleme çabasında. Bir ‘muhasebe’, bir ‘murakebe’, bir ‘nefs mücadelesi’ yaşanıyor. Tanzimatçılar, Batılılaşma hummasına tutulmuş, kılavuzluk sevdasına düşmüşlerdi. Onlar kendilerine ‘Genç Osmanlı’ diyorlardı. Jön Türkler, maziyi inkâr ederken, yeni ufuklara açılmak istediler. Toy ve cesurdular. Arayışları sürdü. Cemil Meriç’in tespiti ile "Meçhulu arıyorlardı, meçhulu ve mutlakı. Sonunda hepsi uslandı. Kanatları yorgun, kalpleri yaralı yurda döndüler. Gurbet kocatmıştı genç şahinleri. Gurbet ve tecrübeler." Peki bugün değişen ne? Yine yâd ellere sığınmıyor mu akl-ı evveller...
"İsmet Bozdağ’ın tarihle ilgili eserleri, onun edebiyatçı kimliğini gölgelemiş, gizlemiştir. Şair olduğunu, bestelenmiş birçok şiiri bulunduğunu bilenlerin sayısı çok değil. Ben onun yakın tarihimiz ve siyaset adamlarımız hakkındaki değerli araştırmaları kadar edebiyat hatıralarını ve şiirlerini de çok seviyorum. Beyaz Arılar, Bozdağ’ın birçok değerli bilgiyi barındıran hatıralarından oluşuyor. 1998’de neşredilmişti. Kitapta Salih Zeki Aktay, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Yahya Kemal, Mustafa Şekip Tunç, Halit Fahri Ozansoy, Sadık Şendil, Ahmet Muhip Dıranas, Nâzım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Rahmi Karatay, Peyami Safa, Ahmet Emin Yalman ve Kemal Tahir hakkında duyulmamış, işitilmemiş o kadar güzel hatıra var ki?"
"Gelelim İsmet Bey’in şairliğine. Aslında o yazı hayatına şiirle başlamış. 1942 yılında Gönderilmemiş Mektuplar’ı gün ışığına çıkmış. O yıl en çok konuşulan şair olmuş Bozdağ. Mustafa Şekip Tunç, Hilmi Ziya Ülken, Peyami Safa, Nurullah Ataç, Vâlâ Nurettin ve Behçet Kemal Çağlar hakkında övücü yazılar yazmışlar. 2003 yılında, yani 59 yıl sonra ise Beyaz Mektuplar’ı çıkageldi şairimizin."
Mehmet Nuri Yardım
İsmet Bozdağ, Batı aldatmasına kapılmış, bugün de örneğini çok gördüğümüz yarı-aydınları tespit ve teşhir eden bir münevver. Ona göre, Türk toplumuna yabancılaşan ‘Yaban’ aydınlar, hiçbir zaman reçeteler hazırlamaktan ve yanlış hedef göstermekten vazgeçmemişlerdir. "Aydın"lar Türkiye’de son birkaç yıldan beri yine gündemde. Toplum, aydınlarını sorgularken ma’şeri vicdanını da temizleme çabasında. Bir ‘muhasebe’, bir ‘murakebe’, bir ‘nefs mücadelesi’ yaşanıyor. Tanzimatçılar, Batılılaşma hummasına tutulmuş, kılavuzluk sevdasına düşmüşlerdi. Onlar kendilerine ‘Genç Osmanlı’ diyorlardı. Jön Türkler, maziyi inkâr ederken, yeni ufuklara açılmak istediler. Toy ve cesurdular. Arayışları sürdü. Cemil Meriç’in tespiti ile "Meçhulu arıyorlardı, meçhulu ve mutlakı. Sonunda hepsi uslandı. Kanatları yorgun, kalpleri yaralı yurda döndüler. Gurbet kocatmıştı genç şahinleri. Gurbet ve tecrübeler." Peki bugün değişen ne? Yine yâd ellere sığınmıyor mu akl-ı evveller...
"İsmet Bozdağ’ın tarihle ilgili eserleri, onun edebiyatçı kimliğini gölgelemiş, gizlemiştir. Şair olduğunu, bestelenmiş birçok şiiri bulunduğunu bilenlerin sayısı çok değil. Ben onun yakın tarihimiz ve siyaset adamlarımız hakkındaki değerli araştırmaları kadar edebiyat hatıralarını ve şiirlerini de çok seviyorum. Beyaz Arılar, Bozdağ’ın birçok değerli bilgiyi barındıran hatıralarından oluşuyor. 1998’de neşredilmişti. Kitapta Salih Zeki Aktay, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Yahya Kemal, Mustafa Şeki... tümünü göster
280 sayfa
Emre Yayınları tarafından yayınlandı