Başlangıçta sanat yoktu; çünkü sanat, kendisini öyle kabul ettiğimiz sürece vardır Ve başlangıçta sanat eleştirisi, ya da yorum da yoktu; hatta ülkemizde resim eleştirisinin bugün dahi olmadığı, yaygın bir kanıdır. Sanat kuramına ve günümüz Türk resmine topluca ve eleştirel bir bakış olan bu çalışma on yıl aradan sonra yeniden okurla buluşuyor. TADIMLIKÖnsözSorgulanmadığı sürece, kitap okumaktan film izlemeye kadar hemen her tutkunun giderek edilgin eğlenceye dönüşme sakıncası vardır. Bu bağlamda, sorgulamanın tek yolu, uçucu izlenimleri inatla yazıya dökmektir; çünkü, yazmak herhangi bir düşünceye çekidüzen verip, onu sahici kılmaktır. Bir konu hakkındaki düşüncemizin düzeyini ancak yazı aracılığıyla saptayabiliriz. Bundan ötürü her sayfa, her tümce, hatta her sözcük, düşünmeye giden yolda keskin bir dönemeç, şakası olmayan bir tuzaktır aslında.Bu kitapta yer alan yazılar böyle bir kaygının ürünü; resmi sevmekle yetinmeyen bir kişinin, tutkusuna aradığı yazılı gerekçe.On yılı aşkın bir süre boyunca çeşitli katalog ve dergilerde yayımlanmış olan bu yazıların bir kitapta toplanması elbette bazı soru/n/ları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, ikinci bölümde karşılaştığımız isimlerin hangi ölçüte göre seçildiği sorusuna hiçbir zaman doyurucu bir yanıt vermek mümkün olmayacaktır. Ancak, bunun üzerinde durmuyorum; çünkü bu seçim, kendi dışında kalan isimleri yadsımadığı gibi, başkalarının öngördüğü farklı adlara da hiçbir engel çıkarmıyor; hem sonra bu seçimin Türk resmini temsil etmek gibi bir savı da yok zaten.Ne var ki, değişik nedenlerle yazılmış olup, üstelik hayli geniş bir zaman dilimine yayılan bu yazıların önündeki en büyük açmaz, bambaşka estetik kaygıları bölüşen sanatçıları ortak bir payda çevresinde toplamaksızın, herkes için ayrı bir değerlendirme modelinin bulunması zorunluluğudur. Kitaba adını veren Yoruma Doğru adlı yazıda bu sorunu yeterince irdelediğim için burada yalnız şunu söylemekle yetineceğim: Sanatın özü, sürekli kendini yadsıyan bir doğrudur. Ne kadar iyi niyetle yapılmış olursa olsun, sanat yapıtını çözümlemek amacıyla formüle edilen hiçbir doğrunun ömrü bizden daha uzun değildir. Dolayısıyla, normatif kurallar bütünü olarak poetika, günümüz için bir ütopyadır artık.
Başlangıçta sanat yoktu; çünkü sanat, kendisini öyle kabul ettiğimiz sürece vardır Ve başlangıçta sanat eleştirisi, ya da yorum da yoktu; hatta ülkemizde resim eleştirisinin bugün dahi olmadığı, yaygın bir kanıdır. Sanat kuramına ve günümüz Türk resmine topluca ve eleştirel bir bakış olan bu çalışma on yıl aradan sonra yeniden okurla buluşuyor. TADIMLIKÖnsözSorgulanmadığı sürece, kitap okumaktan film izlemeye kadar hemen her tutkunun giderek edilgin eğlenceye dönüşme sakıncası vardır. Bu bağlamda, sorgulamanın tek yolu, uçucu izlenimleri inatla yazıya dökmektir; çünkü, yazmak herhangi bir düşünceye çekidüzen verip, onu sahici kılmaktır. Bir konu hakkındaki düşüncemizin düzeyini ancak yazı aracılığıyla saptayabiliriz. Bundan ötürü her sayfa, her tümce, hatta her sözcük, düşünmeye giden yolda keskin bir dönemeç, şakası olmayan bir tuzaktır aslında.Bu kitapta yer alan yazılar böyle bir kaygının ürünü; resmi sevmekle yetinmeyen bir kişinin, tutkusuna aradığı yazılı gerekçe.On yılı aşkın bir süre boyunca çeşitli katalog ve dergilerde yayımlanmış olan bu yazıların bir kitapta toplanması elbette bazı soru/n/ları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, ikinci bölümde karşılaştığımız isimlerin hangi ölçüte göre seçildiği sorusuna hiçbir zaman doyurucu bir yanıt vermek mümkün olmayacaktır. Ancak, bunun üzerinde durmuyorum; çünkü bu seçim, kendi dışında kalan isimleri yadsımadığı gibi, başkalarının öngördüğü farklı adlara da hiçbir engel çıkarmıyor; hem sonra bu seçimin Türk resmini ... tümünü göster