Ünlü öykü ve deneme ustası Rasim Özdenören keskin gözlemciliğinin ürünü olan bu kitabında yüzler çiziyor okuruna. Bozguncunun, büyüklenenin, alaycının, kaltağın, korkağın... yüzlerini. Böylece şeytan ve kötülük kavramı, edebyatın teşhis edici gücüyle somutlaşıyor. Bu yazılarda o gün kararacak olan yüzler, ağaran yüzlerin br kontpuanı gibi resmediliyor. Edebi metinlerde hayale büründürülen birçok portre onun kalemiyle yeniden üretilip ahlaki alanın belli prototiplerine dönüştürülüyor. Othellonun şeytanı, Sait Faikin hiçbir zaman doğmamış garip çocuğu, idam mahkumunun infazdan önceki yüz ifadesi, Ebu Celilin hasetçiliği, Ebu Talibin bahanesi, Hamletin kulağına gelen fısıltılar, İvan Karamazofun içinde yekinen hayalet, Raskolnikofun ürettiği cinayet gerçekleri... Bu yazıların dramatik ögeleri olarak belirli ahlaki temalara göndermede bulunuyor. Yazarın kalkış noktası Al-i İmran suresinin 106. ayeti: o gün bir takım yüzler ağartıp, bir takım yüzler de kararır.
Ünlü öykü ve deneme ustası Rasim Özdenören keskin gözlemciliğinin ürünü olan bu kitabında yüzler çiziyor okuruna. Bozguncunun, büyüklenenin, alaycının, kaltağın, korkağın... yüzlerini. Böylece şeytan ve kötülük kavramı, edebyatın teşhis edici gücüyle somutlaşıyor. Bu yazılarda o gün kararacak olan yüzler, ağaran yüzlerin br kontpuanı gibi resmediliyor. Edebi metinlerde hayale büründürülen birçok portre onun kalemiyle yeniden üretilip ahlaki alanın belli prototiplerine dönüştürülüyor. Othellonun şeytanı, Sait Faikin hiçbir zaman doğmamış garip çocuğu, idam mahkumunun infazdan önceki yüz ifadesi, Ebu Celilin hasetçiliği, Ebu Talibin bahanesi, Hamletin kulağına gelen fısıltılar, İvan Karamazofun içinde yekinen hayalet, Raskolnikofun ürettiği cinayet gerçekleri... Bu yazıların dramatik ögeleri olarak belirli ahlaki temalara göndermede bulunuyor. Yazarın kalkış noktası Al-i İmran suresinin 106. ayeti: o gün bir takım yüzler ağartıp, bir takım yüzler de kararır.