Stephen King in yazdığı en iyi hikayeLittle Tall Adası sakinleri, kuzeydoğudan esen korkunç fırtınaya defalarca maruz kalmıştı ama bu sefer durum çok farklıydı. Fırtına, beraberinde çok daha kötü bir şeyi de beraberinde getirmişti çünkü.Adaya ilk kartaneleri düşerken, yaşlı Martha Clarendon kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç bir şekilde öldü. Bu ölümün sorumlusu Andre Ligoneydi ama kendisini yakalamaya geleceklerini bildiği halde, gümüş kurt başlı bostonuyla Marthanın koltuğuna oturmuş bekliyordu.
Stephen King in yazdığı en iyi hikayeLittle Tall Adası sakinleri, kuzeydoğudan esen korkunç fırtınaya defalarca maruz kalmıştı ama bu sefer durum çok farklıydı. Fırtına, beraberinde çok daha kötü bir şeyi de beraberinde getirmişti çünkü.Adaya ilk kartaneleri düşerken, yaşlı Martha Clarendon kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç bir şekilde öldü. Bu ölümün sorumlusu Andre Ligoneydi ama kendisini yakalamaya geleceklerini bildiği halde, gümüş kurt başlı bostonuyla Marthanın koltuğuna oturmuş bekliyordu.
Bir senaryo olarak yazılmış bir kitap ilk sayfalarında sıkıldım fakat sonunda etkilendiğim bir kitap olmustu
Ada sakinlerini birbirleriyle, en kötüsü de kendi kendileriyle karşı karşıya getiren bu zihin okuyucu şeytani adam, kısa sürede tam bir kâbus haline geldi. İğrenç sırların kanlı işaretlerle, büyünün ölümcül gerçeklerle iç içe geçtiği ve çocukların bile ölümü enselerinde hissettiği bu kâbustan kurtulabilmenin ise yalnızca tek bir yolu vardı. Ligone de onu öneriyordu zaten: "Bana istediğimi verin, gideyim!"SİTE:www.kitapyurdu.com
benim çok sevdiğim kitaplardan lisede okuyup hala sevgiyle hatırladığım :)
505 sayfa