...Pembe hanım milim milim ilerliyordu. Bütün gayretiyle sürünüyordu. Az kalmıştı. Kan-ter içindeydi. Biraz daha, biraz daha. Çok yaklaşmıştı. Gözlerinden akan yaş ıslattı yeri. Sanki
gözyaşlarından iz bırakıyordu. Son bir gayret etti...
...Veteriner Tarık yaklaştı. Elindeki şırıngayı şöyle bir geriye çekti. Sonra yavaş yavaş zehiri enjekte etti. Muzaffer boğulur gibi bir sesle son kez "uuuşşşşt küüpeeemm" dedi. Dost açtı gözünü son kez baktı ve öylece kalakaldı...
...Devrim kuzine gibi olmalıdır. Kuzine hem ısıtır, hem karın doyurur, hem de herkesi başında toplar...
...İki adam, iki kadını bekliyordu. İki adam hayatı bekliyordu. Hayat o iki kadındı. Feribotta iki kadın, iki adama gidiyordu. İki kadın mutluluğa gidiyordu...
...İnsan yenilemeli hayatı. Yeni bir araba kokusu, yeni bir ev kokusu, yeni bir sevgili kokusu. Yeni bir şehrin kokusu. İlkbahar gibi olmalı insan...
...Yanındaki poşetten bir forma çıkardı. Mert, formayı tanımıştı. Babasının her maç totem yaptığı sandıkta saklanan çubuklu formaydı. Dikkatlice giydirdi oğluna formayı. O sadece forma değildi, babadan oğula geçen kutsal emanetti.
...Pembe hanım milim milim ilerliyordu. Bütün gayretiyle sürünüyordu. Az kalmıştı. Kan-ter içindeydi. Biraz daha, biraz daha. Çok yaklaşmıştı. Gözlerinden akan yaş ıslattı yeri. Sanki
gözyaşlarından iz bırakıyordu. Son bir gayret etti...
...Veteriner Tarık yaklaştı. Elindeki şırıngayı şöyle bir geriye çekti. Sonra yavaş yavaş zehiri enjekte etti. Muzaffer boğulur gibi bir sesle son kez "uuuşşşşt küüpeeemm" dedi. Dost açtı gözünü son kez baktı ve öylece kalakaldı...
...Devrim kuzine gibi olmalıdır. Kuzine hem ısıtır, hem karın doyurur, hem de herkesi başında toplar...
...İki adam, iki kadını bekliyordu. İki adam hayatı bekliyordu. Hayat o iki kadındı. Feribotta iki kadın, iki adama gidiyordu. İki kadın mutluluğa gidiyordu...
...İnsan yenilemeli hayatı. Yeni bir araba kokusu, yeni bir ev kokusu, yeni bir sevgili kokusu. Yeni bir şehrin kokusu. İlkbahar gibi olmalı insan...
...Yanındaki poşetten bir forma çıkardı. Mert, formayı tanımıştı. Babasının her maç totem yaptığı sandıkta saklanan çubuklu formaydı. Dikkatlice giydirdi oğluna formayı. O sadece forma değildi, babadan oğula geçen kutsal emanetti.
Vay be, beklediğimin çok üstündeydi.
Hele son hikaye bir Fenerbahçeli olarak tüylerimi diken diken etti.
Ciltsiz, 183 sayfa
2013 tarihinde, Destek Yayınları tarafından yayınlandı